19. Hukuk Dairesi 2015/18225 E. , 2016/6664 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, borcun ödenmiş olduğu iddiasına dayalı ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davalı banka vekili, davacının hem kendi borçları hem de dava dışı ..."in borçları için ipotek verdiğini, ..."in dava dışı..."ın kullanmış olduğu toplam 409.448 TL için kefalet sorumluluğu bulunduğunu, ayrıca davacı ile dava dışı ..."in ..."nın borçlarına da kefil olduklarını, ipoteğin bu kefalet borçlarını da güvence altına aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ipoteğin davacı ile dava dışı ..."in kefalet borçları da dahil olmak üzere tüm borçlarını güvence altına aldığı, davacı ile ..."in davalıya borçlarının bulunmadığı, dava dışı ..."nın kredi riski devam ediyor ise de davalı bankanın ... tarafından verilen ipoteği kaldırdığı, dolayısıyla ..."nın borçlarına kefil olan davacı ile dava dışı ..."in kefalet borçlarının gerekçe gösterilerek ipoteğin kaldırılması isteminin reddedilmesinin MK"nun 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanımı yasağına aykırılık teşkil ettiği, bankanın bu tutumunun hukuk düzeni tarafından korunamayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının... borçlu olmadığının tespitine, ipoteğin fekkine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında özetle; “Dosya içeriğindeki ipotek akit tablosuna göre ipotek veren ... ile ...’in kefalet borçları ipotek kapsamındadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna davacı vekili tarafından yapılan itirazda; ... ile...’ın bankaya borçlarının bulunduğu ve bu borçlara ...’in kefaletinin bulunması nedeniyle söz konusu borçların ipotek kapsamında olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda...’ın borçlarının ipotek ile ilgisi incelenmemiş olup, mahkemece bu itiraz üzerine ek veya yeni rapor alınmamıştır. Kararın gerekçesinde ..."nın bankaya vermiş olduğu ipoteğin kaldırıldığından bahisle bankanın tutumunun MK’nun 2’nci maddesine aykırı olduğu belirtilmişse de ipotek, ... ile ...’in kefalet borçlarını da kapsadığından, söz konusu gerekçenin davanın kabulüne karar verilmesi için yeterli olduğu kabul edilemez. Bu nedenle mahkemece konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan davalı banka vekilinin itirazları da gözetilerek denetime elverişli rapor alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada bozma sonrası alınan bilirkişi heyet raporuna göre; davalı bankanın dava tarihi ve rapor tarihi itibariyle alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı, bu durumda davacının taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talebinin reddedilmesinin MK"nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı bankanın Pınarhisar Şubesine borçlu olmadığının tespitine, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı banka lehine kurulan ipoteğin İİK"nın 153. maddesi hükmü uyarınca fekkine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de bozma ilamının gereği yerine tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira, hükme esas alınan bilirkişi raporunda mahkemenin 12.05.2014 tarihli müzekkeresine konu bilgi ve belgelerin bu bağlamda özellikle davacı ..., ..., ... ve..."ın dava tarihi itibariyle tarafların net borç miktarı ve risklerine ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmediği gerekçesiyle davalı bankanın alacağını ispatlayamadığı sonucuna varılmış ise de mahkemenin anılan müzekkeresine konu bilgi ve belgelerin davalı bankanın mahkeme hakiminin havalesi ile 03.06.2014 tarihinde dosyaya ibraz edilmiş olduğu, hükme esas rapor tanzim tarihi olan 23.12.2014 tarihi itibariyle dosyada bulunduğu anlaşılan bu bilgi ve belgeler incelenmeksizin rapor düzenlendiği, nitekim davalı banka vekilinin 12.02.2015 tarihli bilirkişi heyet raporuna itiraz dilekçesinde de istenen bilgi ve belgelerin dosyaya rapor tanzim tarihinden önce sunulduğu ancak incelenmediğinin belirtildiği halde mahkemece eksik incelemeye dayalı rapora itibar edilerek karar verilmesi isabetsizdir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş davalı bankanın ilgili şube kayıtları üzerinde konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulu vasıtasıyla yerinde inceleme yapılarak bozma ilamında belirtilen hususlar ile davalı banka vekilinin de itirazları gözetilerek Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı rapora itibar edilerek davanın yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı banka yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.