1. Hukuk Dairesi 2015/9888 E. , 2018/10083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TENKİS
Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan İbrahim"in 05.01.1998 tarihli vasiyename ile dava konusu 1536 sayılı parsel üzerindeki evini ve bu evde bulunan bütün ev eşyalarını davalı torunu ..... vasiyet ettiğini ve saklı payının zedelendiğini ileri sürerek vasiyenamenin tenkisine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, mirasbırakanın tüm terekesinin belirlenmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 9.659,97-TL tenkis bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; .... Noterliğinde düzenlenen 05.01.1998 tarih ve 27 yevmiye sayılı vasiyetname ile miras bırakan .... dava konusu 1536 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki evini ve bu evde bulunan bütün ev eşyalarını torunu davalı ..."e vasiyet ettiği, anılan vasiyetnamenin .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/75 E – 2006/364 K sayılı kararı ile açıldığı, niteliği arsa olan çekişme konusu taşınmazın halen mirasbırakan adına kayıtlı olduğu, dava dışı 1125, 1063, 1068, 1092, 1100, 1103, 1106, 1248, 348, 357, 1016, 1025, 1034, 1038, 1115, 1046, 1120, 1052 sayılı parsellerde 3/96"şar payın mirasbırakan İbrahim adına, 1331, 1329 ve 1324 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 28, 47, 54, 109, 116, 135, 153, 161, 1715, 1716, 1058, 1202, 1207 ve 1245 40/720"şer payın
./..
mirasbırakan İbrahim"in babası olan kök mirasbırakan .... adına kayıtlı olduğu, 1938 doğumlu mirasbırakanın 28.08.2000 tarihinde öldüğü, geriye davacı kızı Hatice ile dava dışı eşi Durdane, dava dışı çocukları..... kaldıkları, davalının dava dışı mirasçı Zekiye"nin oğlu olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 565. maddesi uyarınca vasiyetnamenin mutlak tenkise tabi olacağı açıktır.
Bilindiği üzere; mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK"nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
./..
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
Somut olayda, mirasbırakan İbrahim"in babasından irsen intikal eden dava dışı 1331, 1329 ve 1324 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 28, 47, 54, 109, 116, 135, 153, 161, 1715, 1716, 1058, 1202, 1207 ve 1245 40/720"şer payın tenkis hesabına katılmadığı, ayrıca dava dışı mirasçı .... oğlu olan davalı ..."in, mirasbırakan İbrahim"in mirasçısıymış gibi değerlendirilip davacının 3/20 olan miras payı 3/24 olarak kabul edilip sonuca gidildiği ancak bu hususun davacı tarafından temyize getirilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen açıklamalar ve ilkeler gözetilerek mirasbırakan ..... babasından irsen intikal eden dava dışı 1331, 1329, 1324, 28, 47, 54, 109, 116, 135, 153, 161, 1715, 1716, 1058, 1202, 1207 ve 1245 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakan ..... isabet eden miras payı dikkate alınarak anılan taşınmazların da tenkis hesabında değerlendirilmesi, davacının miras payının 3/24 değil 3/20 olduğu, ancak bu yanlışlığın davacı tarafından temyize getirilmemesi nedeniyle davalı lehine kazanılmış hak oluştuğu ve davalının mirasçı olmadığı hususları da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.