13. Hukuk Dairesi 2016/28399 E. , 2019/3161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya borç verdiğini ve davalının tanıklar huzurunda 02.02.2011 tarihli yazılı kabul beyanıyla bu durumun kayıt altına alındığını, borcunu ödemediğini, hakkında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, icra takibine karşı yapılan haksız itirazın iptalini, %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı, icra takibinin devamı ile alacağa 02.02.2011"den itibaren yasal faiz uygulanmasını talep ve dava etmiştir
Davalı, başından yaralanıp bu nedenle hafıza kaybı olduğunu, bu kazandan bir iki yıl sonra bu kişinin kendisine bir arabanın içinde kağıt imzalattığını, sonradan öğrendiğine göre bu kağıtla kendisinden kazadan önce harcadığı paraları istediğini, bu kişiye herhangi bir borcu olmadığını beyan etmiş davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davalının, Vakfıkebir İcra Müdürlüğü 2013/310 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 15.005,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin belirtilen asıl alacak miktarı üzerinden devamına ve asıl alacağa 05.06.2013"den itibaren yıllık % 9 üzerinden faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın % 20"si oranında olmak üzere 1.401,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut uyuşmazlık, alacağın teminine ilişkin olarak başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itiraz ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına ilişkindir. Dava, itirazın iptali davası olmakla mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiş ve kısa kararda 3.001,00 TL olarak hesaplanan ve hüküm kurulan tazminat miktarı gerekçede ise “... icra inkar tazminatının hesap hatası ile 3.001,00 TL olarak hesaplandığı ancak 1.401,00 TL olması gerektiği görülerek hesaba ilişkin yazım hatası düzeltilmiş...” kelimeleriyle kısa kararda açıklanan hüküm sonucu gerekçeli kararda açıklanan şekilde değiştirilmek suretiyle HMK"nun 298/2 madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.