8. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/18644 Karar No: 2015/20022 Karar Tarihi: 09.11.2015
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/18644 Esas 2015/20022 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2014/18644 E. , 2015/20022 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
... A R A R
Şikayetçi vekili, ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2011/10192 Esas sayılı dosyasında 11.04.2014 tarihinde yapılan haciz sırasında müvekkili şirket yetkilisinin icra kefili yapılmaya çalışıldığını, kefalet geçersiz olduğu için icra emri gönderilemeyeceğini iddia ederek, kefaletin geçersizliğinin tesbiti ile icra emrinin iptalini talep etmiş, Mahkemece kefaletin usulüne uygun ve geçerli olduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş, hüküm, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; 11.04.2014 tarihli haciz tutanağında şikayetçi şirket yetkilisinin "200.000 TL dosya borcunu ödemeyi taahüt ediyorum"" şeklindeki beyan ile ödeme taahhüdünde bulunduğu, icra kefili olduğuna dair bir irade beyanı olmadığı anlaşılmaktadır. Dosyada borçlu sıfatı bulunmayan 3. kişi şirket yetkilisi tarafından yapılan ödeme taahhüdü geçerli değildir. Bu nedenle 11.04.2014 tarihli haciz tutanağının icra kefilliği için dayanak olarak kabul edilip 3. kişi şirkete icra emri gönderilmesi doğru değildir. Kaldı ki 3. kişi şirketin icra kefili olduğu kabul edilse de; icra kefaletinin amacı, icra takibine konu edilen ve ödenmeyen bir borcun üçüncü kişi (icra kefili) tarafından ödenmesini sağlamaya yöneliktir. İİK"nun 38.maddesinde kefaletin şekli hakkında özel bir hüküm bulunmadığından, 6098 sayılı TBK"nun 583 maddesi hükmü icra kefilliği için de geçerlidir. Anılan maddenin birinci fıkrası; "Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. " hükmünü içerir. Anılan maddede belirtilen şartlara uygun icra kefaleti de söz konusu değildir. Belirtilen sebeplerle mahkemece istemin kabulü ile 11.04.2014 tarihli haciz tutanağı ile yapılan ödeme taahhüdünün geçersizliğinin tesbiti ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.