17. Ceza Dairesi 2015/28138 E. , 2018/2155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09/04/2013 tarih, 2012/1421 Esas ve 2013/125 sayılı kararında açıklandığı üzere, "Kanun"un açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere; yaptırım ve sonuçlarını aleyhe değiştirme yasağının kapsamı yalnızca ceza ve yaptırım miktarı ile sınırlıdır. Kanun koyucu suçun niteliği veya adı yönünden sanık yararına kazanılmış bir hak tanımamıştır.
Temyiz davasının yalnızca sanık veya varsa müdafii ya da sanığın yararına olarak Cumhuriyet Savcısı ya da 1412 sayılı Kanunun 291. maddesinde belirtilen kişiler tarafından açılması veya hükmün kendiliğinden temyize tâbi olması halinde, Yargıtay"ca suç niteliğinde yanılgıya düşüldüğü saptandığında aleyhe temyiz bulunmasa bile, cezanın tür ve miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak koşuluyla hükmün bozulmasına karar verilecektir. Aksinin kabulü hukuk kuralları ile yasal düzenlemelerin ülke genelinde farklı uygulanmasına yol açar ki, bu durum eşitlik, adalet ve hakkaniyet ilkelerine aykırılık oluşturacaktır. Zira aynı eylem nedeniyle farklı mahkemelerde yargılanan sanıklardan, suçunun hukuki niteliği doğru olarak belirlenen sanığın mahkûmiyeti ile zamanaşımı, süreli veya süresiz olarak bir kamu görevini üstlenmekten yoksun bırakılma, seçme ve seçilme hakkının kaybı gibi hak yoksunluklarının yanında, olası bir genel veya özellikle de özel af karşısında değişik sonuçlarla karşılaşmasına rağmen, suç vasfı yanılgılı olarak belirlenen sanığın, açıklanan sonuçlarla karşılaşmaması söz konusu olabilir ki, bu durum eşitlik ilkesi ile hak ve adalet duygusuna da uygun değildir. O halde, lehe temyiz davası üzerine suç vasfının saptanmasında yanılgıya düşüldüğünün belirlenmesi halinde cezanın tür ve miktarı yönünden kazanılmış hak saklı tutularak hükmün bozulmasına karar verilmelidir."
22.06.2012 tarihinde çalınan suça konu cep telefonuyla ilgili çıkarılan HTS kayıtlarında en son müştekinin numarası ile 23.06.2012 tarihinde gece 01.04 de kullanımının olduğu, daha sonra 23.06.2012 tarihli gündüz vakti 12.33 de sanığın adına kayıtlı numaranın kullanımının olduğu, sanığın savunması, müşteki beyanı nazara alındığında sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesinde yer alan basit hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek, yazılı şekilde kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçundan hüküm kurulması,
2)Kabule göre de;
a-Hakkında adli para cezasına hükmedilen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesine aykırı olarak aynı Yasa"nın 53. maddesinin uygulanması,
b-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile CMK"nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresi madde metninden çıkarılmış olması sebebiyle CMK"nın 253/2. fıkrası gereğince TCK"nın 160. maddesinin uygulandığı hırsızlık suçlarınında uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken CMUK"nun 326/son maddesine göre sanığın ceza süresi ve miktarı yönünden kazanılmış hakkının gözetilmesine, 20.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.