21. Hukuk Dairesi 2017/877 E. , 2017/10850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı Kurum işleminin iptaline, borçlu olmadığının tespitine, kararın kesinleştiği tarihe kadar geçecek süre içinde kesilmiş ve kesilecek maaşların iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Davacı, eşi ..."ın yaşlılık aylığı almakta iken 12/03/2011 tarihinde vefat ettiğini ve kendisine ölüm aylığı bağlandığını, eşinin 1993 yılında geçen 60 günlük çalışmasının iptal edilmesi sebebiyle yaşlılık aylığının da iptal edildiğini, 19/09/2002-18/04/2011 tarihleri arasında ödenen aylıkların faizi ile beraber geri örenmesinin kendisinden talep edildiğini belirterek Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine ve ölüm aylığından kesilen miktarların iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 22/01/2015 tarihli dilekçesi ile davacının eşinin 1982 yılında 344525 sicil nolu işyerinde çalışmalarının bulunduğunu, bu çalışmaların şirketin kurucu ortağı olması sebebiyle iptal edildiğini, bu şirket ortaklığı nedeniyle Bağ-Kur sigortalılığının 20/04/1982 tarihinde başladığını, çakışma olmayan 04/01/1982-20/04/1982 tarihleri arasında 105 gün çalışması bulunduğunu, bu süriyle beraber yaşlılık aylığı bakımından gerekli prim gün sayısı şartının oluştuğunu belirterek bu dönemin de araştırılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacının murisi eşi 2103028705 tahsis numaralı ..."ın yaşlılık aylığının iptaline ilişkin davalı kurumun 14/11/2012 tarihli işleminin iptaline, davacının davalı kuruma yersiz ödeme nedeni ile 52.455,43 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının eşi ..."ın 01/01/2000 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya başladığı, 12/03/2011 tarihinde vefat etmesinden sonra davacıya ölüm aylığı bağlandığı, 05/07/2012 tarihinde düzenlenen Denetmen Raporu ile ..."ın 1993 yılında ... Ltd. Şti işyerinde geçen 60 günlük çalışmasının fiili olmadığının tespit edildiği ve bu çalışmaların iptal edilmesiyle prim gün sayısı değiştiği için yaşlılık aylığının iptal edildiği, Kurumun 29/11/2012 tarihli yazısı ile 19/03/2002-18/04/2011 tarihleri arasında ödenen miktar ile faizinin davacıdan ödenmesinin istenildiği, ..."ın 04/01/1982-04/07/1985 tarihleri arasında ... A.Ş."ye ait ... sicil nolu işyerinden sigortalı bildirimlerinin yapıldığı, murisin bu şirketin kurucu ortağı olduğu, kurucu ortak olması sebibiyle 14/11/1997 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden giriş bildirgesi ile 20/04/1982 tarihi itibariyle tescilinin yapıldığı ve bu sigortalılığının ortaklığının son bulduğu 04/07/1985 tarihine kadar devam ettiği, davacının sigortalı bildirimleri yapılan şirketin kurucu ortağı olması sebebiyle 04/01/1982-04/07/1985 tarihleri arasındaki çalışmalarının Kurum tarafından iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, 1993 yılında ... Ltd. Şti işyerinde geçen 60 günlük çalışmasının Denetmen Raporu ile fiili olmadığının tespit edilmesi sebebiyle iptal edildiği anlaşıldığından bu çalışmaların gerçek çalışma olup olmadığı araştırılıp bu hususta işyerinde çalışan bordro tanıklarının beyanlarına başvurulmaması hatalı olmuştur. Ayrıca, davacının kurucu ortağı olduğu ... A.Ş."ye ait ... sicil nolu işyerinde geçen çalışmaları bakımından da gerçek çalışmanın varlığının araştırılması gerekmektedir.
Yapılacak iş, davacının murisi ..."ı 1993 yılında ...Ltd. Şti işyerinde geçen 60 günlük çalışmasının gerçek çalışmalar olup olmadığını araştırmak, işyerinin dönem bordrolarını getirtip dönem bordrolarında ihtilaflı dönemde kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, davacının kurucu ortağı olduğu ... A.Ş."ye ait ... sicil nolu işyerinde geçen çalışmaları bakımından da fiili çalışmasının bulunup bulunmadığını belirlemek, bu işyerinin de dönem bordrolarını getirtip dönem bordrolarında ihtilaflı dönemde kayıtlı ve tarafsız tanıkları belirleyerek bunların tanık olarak beyanlarını almak, murisin şirketteki hisse oranını ve yönetici sıfatı olup olmadığını belirlemek ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.