MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1 - Sanık ... hakkında beraat
2 - Sanık ... hakkında;
a- TCK."nın maddeleri 204/1, 43/1, 53, 58 gereğince mahkumiyet
b- TCK."nın maddeleri 158/1-f, 43/1, 52/2-4, 53, 58 gereğince mahkumiyet


Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii tarafından, sanık ...’ün beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’ın yetkilisi olduğu... San. Tic. Ltd. Şti’nde işçi olarak çalışan katılan sanık ... adına... Limited Şirketi adı altında şirketi kurduğu, daha sonra bu şirket adına almış olduğu çek koçanlarını sanık ...’in ele geçirdiği ve yetkili olmadığı halde bu çekleri doldurarak ve keşide ederek, cirolayarak piyasaya sürdüğü, katılan sanık ...’ü piyasaya borçlandırdığı,
Yine sanık ..."in ...Ltd. Şti.’nin katılan ...’dan aldığı malzeme karşılığında; keşidecisinin... Limited Şirketi 35.000 TL, 40.000 TL, 40.000 TL, 45.000 TL ve 30.000 TL"lik toplam beş adet verdiği, çeklerin karşılığı bulunmaması nedeniyle yapılan yargılamalar sonucu çeklerdeki imzanın ...Ltd yetkilisi sanık ..."e ait olmadığının anlaşıldığı, bu şekilde sanık ...’ın katılan sanık ...’e karşı resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık, sanıklar ... ve ...’ün katılan ...’a karşı zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia edilen olaylarda;
1- Sanık ...’ün nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan beraat hükümlerine ilişkin katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın suça konu çeklerden birini imzaladığı, alınan ekspertiz raporları, katılan beyanları ve dosya kapsamına göre; sanığın zaten söz konusu Hane İnşaat Ltd. Şti."nin yetkilisi olduğu, bu nedenle imzalamış olduğu 1448321 seri nolu çek bakımından resmi belgede sahtecilik suçu oluşmayacağı, diğer çeklerdeki imzaların kendisine ait olmadığı anlaşıldığından, sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlemediği ve nitelikli dolandırıcılık suçunun sübut bulmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların işlenmediği ve sübut bulmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna, eylemin suç teşkil ettiğine, hükümlerin gerekçesiz olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ..."in nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanık ... müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın savunmalarında suça konu çekleri sanık ...’ten aldığı yetkiye istinaden imzalayarak, katılan ...’a verdiğini, bu konuda vekaletnamesi olduğunu belirtmişse de; yargılama sırasında sanığın bu yetki belgesini ibraz etmesi veya ilgili noterin adını ve yevmiye numarasını vermesi gerektiği halde bu hususları belgelendirememesi, diğer sanık ...’ün ...’e bu konuda yetki vermediğine dair savunmaları, katılan beyanları, alınan ekspertiz raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanık yetkilisi olmadığı halde... Ltd. Şti."ne ait çekleri yetkilisi olduğu şirketi lehdar göstermek suretiyle keşide ettiği ve yaptığı malzeme alışverişli karşılığında katılan verdiği anlaşılmakla; sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5237 sayılı TCK."nun 43.maddesinde "değişik zamanlarda" denilmesi nedeniyle aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu çekleri alınan mal karşılığı olarak değişik zamanlarda sahte olarak ciro edilip katılana verildiğine dair bir iddia ve delil bulunmadığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK."nun 43. maddesi kapsamında her iki suç yönünden de zincirleme suç koşullarının oluşmadığı, çek sayısının TCK."nun 61.maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği gözetilmeden, çek keşide tarihlerinin ve miktarlarının farklı olması ile aynı mağdura karşı birden fazla kez değişik zamanlarda işlendiği gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hükümlerin kurulması
2- 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i) ve (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, haksız menfaat miktarının 190.000 TL olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, temel cezanın 60 gün adli para cezası şeklinde eksik olarak belirlenip, zincirleme suç hükümleri gereği artırım ve takdiri indirim uygulandıktan sonra haksız menfaatin iki katından fazla bir miktara çıkartılması suretiyle ceza tayini,
3- 5237 sayılı TCK."nın 53. maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 30/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.