21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1847 Karar No: 2017/10835 Karar Tarihi: 21.12.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/1847 Esas 2017/10835 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2017/1847 E. , 2017/10835 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki işlemin iptaline, aylığın kesilme tarihi itibariyle yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsiz bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 21/12/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı babasında dolayı almış olduğu yetim aylığının davalı kurumca boşandığı eşiyle birlikte yaşadığından bahisle iptal edildiğini boşandığı eşiyle birlikte yaşamasının söz konusu olmadığını belirterek kurum işleminin iptali ile kesilen aylığının yeniden bağlanmasını ve sağlık yardımlarından yararlandırılmasına karar verilmesini talep etmiş yapılan yargılama sonucu ... 4. İş Mahkemesinin 16/09/2013 tarih 2011/825 Esas 2013/947 sayılı Kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafca verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 19/01/2015 tarihi 2014/757 Esas 2015/524 sayısı Karar sayılı ilamı ile temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün oybirliğiyle onanmasına karar verilmiştir. Davacı tarafca 16/02/2015 tarihinde maddi hata talebinde bulunulmuş ve 14/04/2015 tarihinde talep kabul edilerek onama kararı kaldırılarak hüküm bozulmuş Yerel Mahkemecede bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davanın kabulüne dair hüküm katılmadığımız çoğunluk görüşünce onanmış ise de, dosya kapsamı 04/04/2011 tarihi Kurum denetim elemanlarınca düzenlenen rapor içeriği ve raporda belirtilen ve davacı ile aynı apartmanda oturan şahısların tanık olarak dinlendikleri 30/05/2012 tarihli celsedeki tutanak içeriğini doğrulayan beyanları ve 14/04/2015 tarihli bozma ilamından sonra dinlenen tanıkların davacı ile aynı apartmanda oturduklarına yönelik beyanları dışında bu beyanları destekleyen emniyet araştırması veya ikamet kaydı gibi bir belgenin sunulmadığı ve tanıkların hangi dönemlerde davacı ile komşu olduklarının bu nedenle denetlenmesinin dosya kapsamına göre mümkün olmadığı, davacının dava dışı boşandığı eşinin bildirilen adresinde 09/03/2016 tarihli emniyet araştırmasında söz konusu adreste bir başka işyerinin bulunduğunun belirtilmesi ve bu adreste yöneticilik yapan tanığın dava dışı boşanılan eşin iki-üç ay kadar söz konusu adreste kaldığını beyan etmesi ve taşınılan adreste gerekli araştırmanın yapılmaması karşısında 5510 sayılı Yasanın 59/2 maddesi hükmüde göz önüne alındığında tutanak içeriğinin aksini kanıtlayıcı bir delil ve belge bulunmadığı ve bozma ilamından sonrada yapılan araştırmanın eksik olduğu ve ilk karar aşamasında dinlenen tanıklar ile davacı arasında husumet bulunduğunun yeterince kanıtlanamadığından davanın reddi gerektiğinden çoğunluk görüşüne katılamamaktayım.