1. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/10585 Karar No: 2018/10063 Karar Tarihi: 10.05.2018
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/10585 Esas 2018/10063 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2015/10585 E. , 2018/10063 K.
"İçtihat Metni"
.....
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları babaları ... ....’in, 717 parsel sayılı taşınmazını diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle, davalı torununa devrettiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, tenkis bakımından hak düşürücü sürenin dolduğunu, temlikin muvazaalı olmadığını, miras bırakanla birlikte yaşadığını ve bakımı ile ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mirasbırakan ....17/02/2008 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak, davacılar, dava dışı kızı..... ve davalının annesi dava dışı .....’nin kaldıkları, miras bırakanın 717 parsel sayılı taşınmazdaki 48/3200 payın satışı için kızı .....’ü 10/11/2000 tarihinde vekil tayin ettiği, vekilin de 18/09/2007 tarihli akit ile taşınmazı mirasbırakanın torunu olan davalıya satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir. Bilindiği ve Türk Medeni Kanununun 6. 6100 sayılı HMK"nun 190/1 maddelerinde düzenlendiği üzere "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
./..
Somut olaya gelince; davacı taraf dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış, mahkemece tanık isimlerini bildirmek üzere davacılara verilen kesin süreye rağmen tanık isimleri bildirilmemiştir. Davacılar iddialarını mahalli bilirkişi beyanları ile kanıtlamaya çalışmışlarsa da kamu düzenini ilgilendirmeyen ve tanıkla ispatı gereken bir hususun mahalli bilirkişi beyanı ile kanıtlanması olanaksızdır. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, temlikin muvazaalı olduğu iddiası, davacılar tarafından usulüne uygun şekilde kanıtlanmış değildir. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir. Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.