11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7327 Karar No: 2018/8437 Karar Tarihi: 25.10.2018
Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7327 Esas 2018/8437 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında suçlamayı kabul etmemiştir. Ancak, sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği ve faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi bakımından eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Ayrıca, sahte fatura düzenlemek suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı aylarda/zamanlarda düzenlenilen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde tek hüküm kurulduğu ve TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme kararında, suç unsuru olan Vergi Usul Kanunu'nun hangi maddelerinin ihlal edildiği belirtilmemiştir.
11. Ceza Dairesi 2016/7327 E. , 2018/8437 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık hakkında 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında; sanığın suçlamayı kabul etmemesi ve sahte fatura düzenlemediğini savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, asılları dosyada bulunan sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği, dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde ve dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenlerin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması; sahte olduğu iddia edilen faturaları kullanan şirket yetkililerinin tanık sıfatıyla dinlenilerek sanığı tanıyıp tanımadıklarının, suça konu faturaları hangi hukuki ilişkiye istinaden aldıkları sorulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; a)Sahte fatura düzenlemek suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı aylarda/zamanlarda düzenlenilen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı cihetle; somut olayda sanık hakkında, “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılındaki eylemlerin zincirleme ayrı ayrı suçları oluşturduğu gözetilmeden, hangi takvim yılına ilişkin olduğu belirtilmeksizin yazılı şekilde tek hüküm kurulması, b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.