11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8082 Karar No: 2018/8436 Karar Tarihi: 25.10.2018
Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8082 Esas 2018/8436 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2008 ve 2009 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlamasıyla yargılandı. Sanık suçlamayı kabul etmedi ve işyerinin kendisi adına kayıtlı olduğunu ancak işlerle ağabeyinin ilgilendiğini söyledi. Sanık, kendisinin yaşlı anne ve babasına baktığını ve sahte fatura düzenlemediğini ifade etti. Delil yetersizliği nedeniyle Mehmet Korkmaz'dan tanık ifadesi alıp, suç tarihinde işyerini kimin işlettiği araştırılması ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği belirtildi. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi hakkında Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının uygulanması gerektiği ifade edilerek karar bozuldu. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2016/8082 E. , 2018/8436 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan kamu davası açılması, sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek işyerinin kendisi adına kayıtlı olduğunu, ancak işler ile ağabeyi Mehmet Korkmaz"ın ilgilendiğini, bu amaçla adı geçene vekaletname verdiğini, kendisinin yaşlı olan anne ve babasına baktığını ve kesinlikle sahte fatura düzenlemediğini ifade etmesi, sanığın 23.01.2008 tarihinde Mehmet Korkmaz"a verdiği vekaletname ile Mehmet Korkmaz"ın 26.01.2008 tarihinde işyeri mülk sahibi ile düzenlediği tahliye taahhütnamesinin dosyaya ibraz edildiğinin anlaşılması ve işyerinde kredi kartı ile işlem yapan tanıkların sanığı teşhis edememesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, Mehmet Korkmaz"ın tanık olarak ifadesine başvurulup suç tarihlerinde işyerini fiilen kimin işlettiği yöntemince araştırılarak gerektiğinde faturalar üzerinde yer alan yazı ve imzaların sanığa aidiyeti husunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, sonucuna göre toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilip sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm verilmesi, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.