17. Hukuk Dairesi 2018/2455 E. , 2019/12431 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ :İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı,davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 27/06/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir aracın davacılarn oğlu ..."a çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, ölenin anne ve babası olan davacılara destek durumunda bulunduğu, ayrıca cenaze ve taziye giderleri de yapıldığını, yapılan bu giderler de destek tazminatı için davalıya yapılan müracaat sonunda 19.133,00 TL ödeme aldıklarını, gerçek zararın daha fazla olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir müvekkili için 1.000,00"er TL olmak üzere toplamda 2.000,00 TL"nin davalıya müracaat tarihini müteakip 8 iş gününden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ... için 51.222,00 TL, davacı ... için 29.888,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalının temerrüt tarihi olan 20/07/2012"den itibaren yasal faiziyle (kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) davalıdan alınıp davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm aleyhine davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2017 yılı için 41.530,00 TL"dir.
Temyize konu kararda, davacı ... yönünden davalı aleyhine 29.888,00 TL maddi tazminata hükmedilmiş olup karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceğinden; davalı vekilinin davacı ... yönünden aleyhine hüküm altına alınan maddi tazminata ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14 maddesinde rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu vs. nedenlerle bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Güvence Hesabı oluşturulacağı belirtilmiştir.Anılan yasanın geçici 2. maddesine dayanılarak çıkarılan Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesinde de Güvence Hesabına başvurulabilecek nedenler düzenlenmiştir.
Diğer yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır.İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. KTK"nun 86/1. maddesi gereği ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açıktır.
Eldeki dosyada, İlk Derece Mahkemesince ATK"san aldırılan kusur raporunda kazada ölen muris ..."ın %100 kusurlu, kimliği belirlenemeyen aracın ise kusursuz olduğu bildirildiği halde davalı Güvence Hesabının tazminattan sorumluluğuna hükmedildiği, Bölge Adliye Mahkemesi Dairesince de davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir. Oysa, davalı Güvence Hesabının zarardan sorumlu tutulabilmesinin ön şartı, kazaya karışan ve plakası tespit edilemeyen sigortalı araç sürücüsünün kazada kusurlu olmasıdır.
Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince; davacıların çocuklarının ölümüyle sonuçlanan kazaya karışan kimliği meçhul araç sürücüsünün kazada kusurunun bulunmadığı, destek yaya ..."ın %100 kusurlu olduğu; davalı Güvence Hesabının ancak araç sürücüsünün kusuru bulunması halinde ve sürücünün kusur oranıyla sınırlı olarak 3. kişilerin zararlarından sorumlu tutulabileceği şeklindeki maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemeiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, davacı ... yönünden hükmolunan maddi tazminata ilişkin temyiz isteminin (dilekçesinin) REDDİNE,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.