15. Ceza Dairesi 2017/38234 E. , 2020/11576 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- TCK"nın 158/1-h, 43, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK"nın 207/1, 43, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafi ve O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak, suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre; mahkemece Yargıtay bozma ilamından sonra, bozma ilamında belirtilen gerekçeler de tartışılarak ve ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle direnme kararı verdiği, buna göre; ilk hükümde yer almayan bu hususlar, Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır. Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hükümler niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesinin özel dairece yapılması gerektiği anlaşılmakla;
Katılan şirketin 2007-2009 yılları arasında kullandıkları bilgisayarın teknik donanım, yazılım ve diğer hizmetlerini sanığın yaptığı, sanığın üstlendiği ... adlı şirketin üstlendiği hizmetler sırasında fatura ettiği durumların gerçeği yansıtmadığı, gerçekte yapılmayan hizmetlerin yapılmış gibi gösterildiği, lisanslı ürünler yerine orijinal olmayan ürünlerin kullanıldığı, internet üzerinden ücretsiz yapılan güncellemelerinin kapatılarak sanık tarafından ücretlendirilerek yapıldığı bu suretle nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
5271 sayılı CMK"nın 63. maddesine göre, hakim önüne gelen uyuşmazlıklar da genel ve hukuki bilgisi ile çözemediği konularda bilirkişi incelemesi yaptırabilecektir. Bilirkişiler yaptıkları incelemede dosyanın taraflarının yaptıkları/yapmadıkları/eksik yaptıkları durumları tespit edecek fakat bu eylemler ile ilgili olarak "zimmetlerine geçirdiler", "güveni kötüye kullanma suçunu işlediler", "suç işlediler" gibi kendilerini hakim yerine koyacak şekilde kanaatte bulunamayacaklardır. Hakim bilirkişinin teknik konularda yaptığı tespitleri, kendi hukuki bilgisi ile değerlendirecek ve eylemin suç olup olmadığına karar verecektir. Bunu yaparken de bilirkişi raporlarının başlı başına delil değil ancak delil değerlendirme aracı olduğunu aklından çıkarmayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut dosya değerlendirildiğinde; Dairemizin 10/11/2016 tarih, 2014/6319 Esas ve 2016/8560 karar sayılı bozma ilamı öncesi alınan 10/03/2012 tarihli bilirkişi heyet raporu ile bozma sonrası alınan ve mahkumiyet hükümlerine gerekçe gösterilen 01/02/2016 tarihli bilirkişi raporunun farklı bir tespitte bulunmadığı, raporun teknik konularda yapılan tespitler sonucunda hukukî nitelemeye dair kanaatler içerdiği, ayrıca dosya kapsamından sanığın, katılan ... Dış Ticaret AŞ yetkililerinin denetim imkanını ortadan kaldırmadığı, sözleşme gereğince 2007-2009 yılları arasında katılan şirkete ait bilgisayarların bakım ve onarım işlerini üstlendiği, ancak sunulan hizmetin ayıplı hizmet niteliği taşıdığı, bu bağlamda eylemin borçlar hukuku kapsamında, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat sorumluluğunu gerektirdiği anlaşılmakla; sanığın eylemlerinin hukuki uyuşmazlık niteliği taşıdığı ve böylece atılı suçların unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, bozmayı etkisiz hale getirmek sureti ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümlerinin kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafi ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.