Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/3010 Esas 2018/2551 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3010
Karar No: 2018/2551
Karar Tarihi: 27.02.2018

Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/3010 Esas 2018/2551 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet kararı verildi. Ancak, ikinci suça ilişkin mahkumiyet ilamında kanun yolu başvuru süresinin yanlış belirtilmesi ve gerekçeli kararın sanığa tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleştirme işleminin usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle hüküm bozuldu. Anayasanın 40/2, CMK'nın 232/6 ve 34/2 ile 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddeleri gereğince, kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği vurgulandı.
18. Ceza Dairesi         2016/3010 E.  ,  2018/2551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    KARAR
    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
    Anayasanın 40/2, CMK’nın 232/6 ve 34/2 ile 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddeleri gereğince, kararda, başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, hükmün açıklanmasına neden olan ve denetim süresinde işlenen ikinci suça ilşkin mahkumiyet ilamının kanun yolu başvuru yollarının gösterildiği kısmında, sanığın yüzüne karşı okunan karardaki temyiz süresinin, kararın “tefhiminden” itibaren başlayacağının belirtilmesi yerine, “tefhim ve tebliğinden” itibaren başlayacağının belirtilmesi suretiyle sanıkta yanılgı oluşturulduğu, bu haliyle tefhimin yukarıda anılan kanun maddelerinde öngörülen yöntemlere uygun olarak yapılmadığı ve gerekçeli kararın da sanığa tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında, kesinleştirme işleminin usulüne uygun olmadığı gözetilmeden, bu işleme dayanılarak hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.