Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10891
Karar No: 2018/10044
Karar Tarihi: 09.05.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/10891 Esas 2018/10044 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar mirasbırakanın ehliyetsiz olduğunu ve tapu devrinin muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümün satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, Yargıtay İçtihatlarına göre, muvazaa durumunda tapuda yapılan resmi sözleşmenin saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar tarafından geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri belirtilmiştir. Yargıtay, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığına dikkat çekerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Kararda, Medeni Kanunun 706 (TMK 782) ve Borçlar Kanununun 213. maddeleri ile Tapu Kanunu'nun 26. maddesi de yer almıştır.
1. Hukuk Dairesi         2015/10891 E.  ,  2018/10044 K.

    "İçtihat Metni"

    ...

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..." in maliki olduğu 3 nolu bağımsız bölümün satışı için dava dışı ...vekil tayin ettiğini, vekil tarafından taşınmazın 50.000TL bedelle davalıya temlik edildiğini, mirasbırakanın vekâletname tarihinde ehliyetsiz olduğunu, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı yapıldığını ileri sürerek 453 ada 84 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümün satış işleminin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, taşınmazı 50000-TL karşılığında satın aldığını, mirasbırakanın borçları olduğu için taşınmazı satmak istediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairece ‘’...İddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacıların ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayandığı sonucuna varılmaktadır.... Hal böyle olunca; temlik tarihinde murisin ehliyetli olduğu saptandığından muris muvazaası iddiası yönünden, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda bir inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. ‘’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar Dairece bu kez ‘’...vekillerinin istifasının her iki davacıya da tebliğ edilmesi beklenmeden dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.’’ gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde temlikin muvazaalı olmayıp gerçek satış niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    ./..





    Mirasbırakan ...’in 08.08.2007 tarihinde öldüğü, geride 18.06.2007 tarihinde evlendiği eşi dava dışı ... ile ilk eşinden olan çocukları davacıların mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın 30.07.2007 tarihinde dava dışı ...vekil tayin ettiği ve vekilin 31.07.2007 tarihinde çekişmeli taşınmazı davalı ...’e 50.000-TL bedelle satış suretiyle devrettiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706 (yeni TMK 782) Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılmasının yanısıra doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır.
    Somut olayda, temlikin 31.07.2007 tarihinde yapıldığı, dosyadaki hastane kayıtlarından mirasbırakanın 16.07.2007 tarihinde kanser hastası olduğunu öğrendiği ve 08.08.2007 tarihinde de öldüğü anlaşılmaktadır. Satış bedeli olan 50.000-TL mirasbırakanın terekesinde tespit edilememiş olup bu meblağdaki bir paranın ağır hasta olduğu anlaşılan mirasbırakan tarafından 8 gün içerisinde harcandığının kabulü hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi bu durumdaki bir kişinin kısa bir süre içerisinde maliki olduğu taşınmazı satması da makul değildir.
    Hâl böyle olunca, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi