11. Ceza Dairesi 2016/6772 E. , 2018/8418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
3 ... Petrol Ürünleri İnş. Mak. Oto Elek. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti"nin yetkilisi olan sanığın 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan yargılandığı ve temyiz incelemesinde Dairemizin 2016/8297 Esasına kayıtlı dava ile mevcut dava arasında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla, dosyaların birlikte yapılan incelemesinde;
1-Sanık hakkında 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; UYAP üzerinde yapılan kontrolde, sanığın yetkilisi olduğu aynı şirket hakkında 2010 yılında sahte fatura düzenlemek suçuna ilişkin Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/987 Esas ve 2014/281 Karar sayılı dosyası ile yargılama yapıldığı, dosyanın Dairemizin 2016/8297 Esas sırasına kayıtlı olarak temyiz incelemesinde bozularak mahkemesine gönderildiği anlaşılmakla, sanığın aynı takvim yılında başka mükellefler adına düzenlediği sahte faturalara ilişkin tespitin yeni bir suçu oluşturmayıp, zincirleme suç içinde değerlendirilmesi gerekeceği cihetle; mükerrer yargılama yapılmaması ve eylemlerin zincirleme suç içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi açısından, söz konusu dosya ile varsa aynı şirket ve aynı yıllara ilişkin diğer dava dosyalarının da duruşmaya getirtilip incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi, aksi durumda davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınmasından sonra sanığın eylemlerinin zincirleme suç niteliğinde olup olmadığı veya mükerrer dava açılıp açılmadığının belirlenmesi ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
2-Sanığın savunmalarında şirketin ortağı ve yetkilisi olarak gözükmesine rağmen şirketle herhangi bir fiili irtibatının olmadığını, 2008 yılında iş aradığı sırada İhsan Nalbant ve Emin Merzifon isimli şahısların ortak oldukları bu şirkete çaycı olarak girdiğini, bu kişilerin şirketi daha sonra geri almak üzere kendisine devrettiklerini, şirkete ait evrakları teslim almadığını, bir süre sonra bu şirket hakkında herhangi bir işlem yapmadan askere gittiğini, askerden geldikten sonra şirketin faaliyete devam ettiğini, fatura düzenleyerek vergi kaçakçılığı suçlarını işlediğini öğrendiğini, şirketin herhangi bir faaliyetine iştirak etmediğini, suça konu faturaları düzenlemediğini, İhsan Nalbant"ın bu faturaları düzenlediğini ve kendisini de yanıltarak bu işe alet ettiğini belirtmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sahte fatura düzenlemek suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki "Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların ve Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, 2010 ve 2011 takvim yıllarında düzenlendiği iddia olunan faturalardan yalnızca 2010 yılına ait bir kısım faturanın dosya arasında bulunduğu, 2011 yılında düzenlediği iddia olunan bir adet fatura aslı ya da suretinin dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, 2011 takvim yılına ait faturanın aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konulması ve incelenmesi, suça konu faturaları kullanan kişi/şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ilgili vergi dairesinden sorulması, yapılmış ise vergi raporlarının dosya arasına alınması, bu kişi/şirketler hakkında sahte fatura kullanmaktan dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu faturaları kullanan kişi/şirket yetkilileri de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sanığın suç tarihlerinde şirket faaliyetleriyle ilgili beyanname veya şirkete ait bir belge düzenleyip düzenlemediğinin müdür veya ortak sıfatıyla şirketten bir maaş ya da pay alıp almadığının araştırılması, sanığın imza ve yazı örnekleri alınarak suça konu faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan tüm delillere göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3-Kabule göre de;
a-5237 sayılı TCK"nin 62. maddesinde takdiri indirim nedeni olarak "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi" hususların düzenlenmesi karşısında, bu hususlar irdelenerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden takdiri indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.