15. Ceza Dairesi 2017/35796 E. , 2020/11568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, güveni kötüye kullanma, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Sanık ... hakkında;
1) Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından beraat
2) Güveni kötüye kullanma suçundan TCK"nın 155/1, 43/1, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında;
1) TCK"nın 245/3, 43/1, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2) TCK"nın 158/1-f, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından beraat, güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri müşteki ... tarafından, sanık ... hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."in müşteki ..."ın kardeşi ve müşteki ..."in oğlu olduğu, sanık ... ve halasının oğlu olan sanık ..."in birlikte suç işleme amaç ve kastıyla hareket ederek müşteki ..."ın nüfus cüzdanını ele geçirdikleri nüfus cüzdanını kullanıp sanık ..."in kardeşi müşteki ..."a resim olarak benzerliğinden yararlanarak ve 30/12/2008 tarihinde Yapı ve Kredi Bankasına müracaatla Worldcard başvurusu yapıp bu kartı aldıkları ve 3.501,01 TL harcama yaptıkları, 31/12/2008 tarihinde ise Denizbank"a müracaat edip genel kredi sözleşmesi imzalayarak 2.957,78 TL kredi aldıkları, her iki bankanın borçlarının ödenmemesi üzerine icra takibi yaptıkları, müşteki ... ile aynı yerde ikamet eden müşteki ..."in evine haciz işlemi için gidilmesi üzerine durumu öğrenen müştekilerin bu borçları ödemeyi düşündüğü, bundan dolayı para bulan müşteki ..."e sanık ... "sen yaşlısın, ben öderim" diyerek kandırıp 1.000 TL ve 900 Dolar miktarlarında paraları teslim alıp ödemediği, bu suretle sanıkların üzerilerine atılı zincirleme resmi belgede sahtecilik ve zincirleme banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia edilen olayda;
1) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarından kurulan hükümlere yönelik müşteki ..."ın temyiz isteminin incelemesinde;
Müştekinin 04/12/2012 tarihli dilekçesi ile şikayetinden vazgeçtiği anlaşıldığından, katılan sıfatını almayan şikayetçinin sanık hakkında kurulan hükümleri temyiz yetkisi bulunmadığından, temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 317.maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Sanık ... hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik müdafiinin temyiz isteminin incelemesinde;
Sanık savunması, müştekiler ve tanıklar beyanları, ekspertiz raporları, banka yazıları, tutanaklar ile dosya kapsamından, sanığın banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğine yönelik mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, TCK"nın 245/2. maddesinde düzenlenen başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi eyleminin ayrı bir suç oluşturduğu, sanığın bu eylemden dolayı ayrıca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden sadece 245/3. maddesine göre hüküm kurulması ve sanığın kardeşinin kimliğini kullanarak kredi alması sebebiyle TCK"nın 158/1-j bendi yerine anılan maddenin (f) bendi uyarınca ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından ve sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sübuta, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, vesaireye yönelik temyiz itirazının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 30/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.