11. Ceza Dairesi 2016/10266 E. , 2018/8406 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
...Geri Dönüşüm Hurda Gıda Hayvancılık Tekstil Konfeksiyon Nakliyat Orman Ürünleri San Tic Ltd. Şirketinin ortağı ve müdürü olan sanığın 2010 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan yargılandığı ve temyiz incelemesinde Dairemizin 2016/8301 Esasına kayıtlı dava ile mevcut dava arasında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla, dosyaların birlikte yapılan incelemesinde;
1-Sanık hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında; UYAP üzerinde yapılan kontrolde, sanığın yetkilisi olduğu aynı şirket hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/238 Esas ve 2014/216 Karar sayılı dosyası ile yargılama yapıldığı, dosyanın Dairemizin 2016/8301 Esas sırasına kayıtlı olarak temyiz incelemesinde bozularak mahkemesine gönderildiği anlaşılmakla, sanığın aynı takvim yılında başka mükelleflerce düzenlenen sahte faturaları kullandığına ilişkin tespitin yeni bir suçu oluşturmayıp, zincirleme suç içinde değerlendirilmesi gerekeceği cihetle; mükerrer yargılama yapılmaması ve eylemlerin zincirleme suç içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi açısından, söz konusu dosya ile varsa aynı şirket ve aynı yıllara ilişkin diğer dava dosyalarının da duruşmaya getirtilip incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi, aksi durumda davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınmasından sonra sanığın eylemlerinin zincirleme suç niteliğinde olup olmadığı veya mükerrer dava açılıp açılmadığının belirlenmesi ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
2-Sanığın mahkemedeki ve vergi müfettişine verdiği savunmalarında kendisine gelen faturaları vergi dairesine götürüp bir sıkıntı olup olmadığını sorduğunu, o tarihte vergi dairesinin kendisine şifaen çalışabilirsin dediğini, sonradan inceleme olduğunda bu belgelerin sahte olduğunu öğrendiğini, bu alışverişlerin tamamen gerçek olduğunu, malların nakliyesinin onlar tarafından yapıldığını, ödemeleri nakit yaptığını belirtmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sanığın kullandığı faturaları düzenleyen diğer şirket/kişiler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ilgili vergi dairelerinden sorulması, yapılmış ise vergi raporlarının dosya arasına alınması, bu şirket yetkilileri hakkında sahte fatura düzenlemekten dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak düzenlediklerinin sorulmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
a-Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Suça konu faturaların kurumlar vergisi indiriminde kullanılmış olmaları nedeniyle "26.01.2011" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığına "2010" şeklinde yanlış yazılması,
c-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.