1. Hukuk Dairesi 2016/14503 E. , 2018/10028 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar dahili davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, 4862 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerde davalılar ......ile paydaş olduğunu, açılan ortaklığın giderilmesi davasının sonucunda satış aşamasına gelindiğini, satış memurluğu dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde 2 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin vaziyet planı ile uyumsuz olduğunun....i tarafından onaylanan 07.04.2004 tarihli mimari projesindeki numarataj krokisinde 4 nolu bağımsız bölümün 2 nolu bağımsız bölüm olması gerektiğinin, numaratajın hatalı yapıldığının anlaşıldığını, bu nedenle satışa devam edilemediğini, harita kadastro mühendislik bürosundan rapor alınarak tapu müdürlüğüne başvuru yapıldığını, davalılara yapılan tebligata rağmen tapuya başvurarak söz konusu yanlışlığın giderilmediğini ileri sürerek 4862 parsel sayılı taşınmazdaki 2 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin numaralarının düzeltilmesini istemiştir.
Dahili davalı ..., asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, ayrıca davacının hatalı blok veya bağımsız bölüm numaralarında düzeltme işlemi ile ilgili ...... genelgesinde belirtilen hususları yerine getirmesi ve iddiasını ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının fiilen 4 nolu bağımsız bölümü kullanmasına rağmen tapuda bu bağımsız bölümün 2 no"lu bağımsız bölüm şeklinde kayıtlı olduğu, tapu kaydı, proje ve fiili kullanımın hatalı olduğu, düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu 4862 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerle ilgili olarak, davacısı ..., davalıları ... ve ... olan, ....Hukuk Mahkemesinin 2014/233 E sayılı dosyasında açılan ortaklığın giderilmesi davası neticesinde dava konusu taşınmazların ortaklığının satış sureti ile giderilmesine ilişkin olarak verilen kararın 30.04.2015 tarihinde kesinleştiği ve Satış Memurluğuna gönderildiği, 2015/7 sayılı satış dosyasında fen bilirkişi
./..
tarafından, düzenlenen raporda ..... belediyesinden gelen ve dosyada mevcut vaziyet planı zemine uyguladığında 2 nolu bağımsız bölümün 1. katta merdivenin hemen sağındaki ilk daire olduğunun, ancak kişilerin vaziyet planında 4 nolu bağımsız bölümü kullandıklarının, burada 2 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin vaziyet planı ile uyumsuz olduğunun ve kullanımlarında yer değişikliği olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, vaziyet planındaki bahsi geçen uyumsuzluk nedeni ile işlemlerin gerçekleştirilemediği, eldeki davanın bağımsız bölümlerin numaralarının düzeltilmesi istemi ile önce Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi ve talep üzerine yargılamaya sulh hukuk mahkemesinde devam edildiği, yargılama aşamasında tapu müdürlüğünün davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 2.maddesinde, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” düzenlemesi yer almakta, yine aynı Kanunun 4.maddesinde ise sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu davalar düzenlenmiş bulunmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, eldeki davada dava konusu 2 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin fiili kullanımlarının vaziyet planından farklı olması nedeniyle, bu hatanın düzeltilmesi talep edilerek ve taşınmazların diğer paydaşları da davalı olarak gösterilmek suretiyle açıldığı hususu göz önüne alındığında, davanın çekişmeli yargı işlerinden olduğu ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemelerin görevi hususunun kamu düzeninden olması ve yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler de dikkate alınarak Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girmek sureti ile hüküm tesis edilmesi doğru değildir.
Dahili davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.