Esas No: 2021/20021
Karar No: 2022/3649
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/20021 Esas 2022/3649 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/20021 E. , 2022/3649 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan mahkumiyetine dair Trabzon 1.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 24.11.2020 gün ve 2019/578 Esas, 2020/504 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp, 5271 sayılı CMK'nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan incelemede dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü;
5271 sayılı CMK'nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK'nın 302/1. madde ve fıkrası gereğince esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 19.04.2022 tarihinde üye ...'un karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
15 yaşından küçük olan mağdurun Karadeniz Özel Eğitim Meslek Okulunda kaynaştırma öğrencisi olarak 9. sınıfa devam ettiği, evden sürekli kaçtığı ve uyuşturucu kullandığı, KTÜ Çocuk Psikiyatri bölümünde 12.06.2017 tarihinde cinsel istismar mağduru olarak psikiyatrik muayenesine başlandığı, davranım bozukluğu, hiperaktivite bozukluğu ve dikkat eksikliği, madde kötüye kullanımı tanıları ile takibe alındığı, madde kötüye kullanımına bağlı olarak yataklı kurum sevkinin gerçekleştiği, hastanede yapılan görüşmede son eyleme madde temin etmek amacı ile maruz kaldığını söylediği, olay sonrasında Çocuk Koruma ve İzlem merkezi Adli Kurul Raporuna göre, mağdurun fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algıladığı ancak bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmediğinin bildirildiği,
Mağdurun okuduğu lisedeki sınıf öğretmeni ve rehber öğretmenlerin düzenledikleri tutanakta, öğrencileri olan mağdurun boş bir arazide kenevir yetiştirildiğini, bu bitkinin oturdukları apt’da da yetiştirildiğini, şeker denen hap kullandığını söylemesi üzerine mağdurun ailesine durumdan bilgi verildiği, ancak ailenin inanmak istemediği ve önemsemediği, mağdurun öğretmenine alkol alabilmek için başkalarından para istediğini ve hırsızlık yaptığını söylediği, kendisine para ve şeker veren kişinin ... (sanık) adında kişi olduğunu, eve gitmediği zamanlarda ...’ın evinde kaldığını söylemesi üzerine mağdurun 1. dönem boyunca gözlemlendiği ve takip edildiği, durumunda düzelmenin gözlendiği, ancak 2. dönem yeniden okuldan kaçmaya başladığı, derslerde uyuklamaya başlaması üzerine rehber öğretmen ve annesi ile birlikte mağdurun hastaneye götürülerek uyuşturucu kullanıp kullanmadığını öğrenebilmek için test yaptırmak istedikleri ancak mağdurun halen psikiyatrik tedavi aldığı ve ilaç kullandığı gerekçesi ile test yapılmadığı, mağdurun tedavisine 3-4 aydır devam etmediğinin bildirildiği hatta İst’daki bir kliniğe yönlendirildiği ancak ailesinin maddi imkansızlığı nedeni ile gidemedikleri, ailesi ile yapılan görüşmede mağdurun evden kaçtığı zaman yanına gittiği ve kaldığı şahsı bildiklerini ve mağdura engel olamadıklarını söyledikleri,
Mağdurun soruşturma ve duruşmada sanık tarafından cinsel istismara uğradığını söylemesine rağmen, hazır bulunduğu başka bir duruşmada sanık hakkındaki ifadelerinin gerçek olmadığını, parasının olduğunu bildikleri için arkadaşı Yunus Emre ile anlaşarak isnatta bulunduklarını söylediği, bu şekilde aşamalardaki beyanlarının çelişkili olduğu, tanık olarak dinlenen Yunus Emre ve Tuğçe’nin de aşamalardaki beyanlarının çelişkili olup mağdurun beyanlarını desteklemediği nazara alındığında, dosya kapsamına göre sanığın mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı gözetilerek sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine dair verilen kararın onanmasına ilişkin çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.