10. Hukuk Dairesi 2018/3906 E. , 2019/9970 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi
Dava, 17.02.2012 tarihinde meydana gelen olayın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle; “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen karara karşı, davalı ... Lojistik Dağıtım ve Pazarlama Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... Lojistik Dağıtım ve Pazarlama Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar vekili; müteveffa ...’ın Şubat 2008-17/02/2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalı işyerinde çalıştığını, bu çalışmalarının bildirilmediğini, oğullarının iş kazasında ölmesi sonucu maddi manevi talep haklarını kullanmakta olduklarını beyan ederek, müteveffa oğullarının çalışmalarının tespitine, ölümlü kazanın iş kazası olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekili; yargılamaların ayrılmasını, hizmet tespiti ve iş kazası yönündeki taleplere ayrı ayrı cevap vereceklerini, müteveffanın şirket çalışanı olmadığını, müvekkiline ait araç sürücüsünün arkadaşı olarak araçta bulunduğunu beyan ederek, dosyanın tefrik edilerek karar verilmesini ve iki davanın da reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı kurum vekili; kurum kayıtlarının esas alınmasını, ilgili yerlerden tüm kayıt ve delillerin toplanmasını, müvekkil kurum kayıtlarında müteveffanın ölüm vakası yönünden bir kaydının bulunmadığını, idari yolları tüketmeden doğrudan dava açıldığını beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Kurum vekili, hak düşürücü süre, zaman aşımı, derdestlik, yetki ve husumet yönünden itirazlarını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davaya konu ..."ın 17/02/2012 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğu tespiti talep edilmiş ise de; SGK tarafından yapılan tahkikat sonucunda kazanın iş kazası olduğu 10/02/2017 tarihli rapor ile tespit edilmiş olmakla dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
İSTİNAF:
Davalı işveren vekili tarafından anılan karara yönelik istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
B- BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda; dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna istinaden, özellikle Sosyal Güvenlik Kurumunun Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının 10/02/2017 tarih-93241/08/İR/08 sayılı inceleme raporuna göre; ..."ın 17/02/2012 tarihinde geçirdiği iddia edilen kaza olayının, işyerinden sayılan araçta ve işveren tarafından yürütülmekte olan iş sırasında meydana gelmesi nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 13.maddesinin 1.fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre iş kazası olduğunun belirlendiği görülmekle, İlk Derece Mahkemesi tarafından yeterli inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesinin 13/07/2017 tarihli, 2017/157 Esas-2017/327 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasa"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince Esastan Reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı İşveren vekili tarafından; Davacılar tarafından açılan ve tefrik edilen hizmet tespitine yönelik yargılama İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi" nin 2016/98 E sayılı dosyası üzerinden halen devam ettiği, İş kazası tespit davası ise 2017/157 E. Sayılı dosya üzerinden sürdürüldüğü, Meydana gelen bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için bir işverene bağlı olarak, o işverenin sigortalı bir çalışanı iken kısacası taraflar arasında bir işçi - işveren ilişkisi varken meydana gelmesi gerekmektedir. Bir işçi - işveren ilişkisi mevcut değil ise kazanın da bir iş kazası olarak tespit ve kabul edilmesi mümkün olmayacağı, bu bağlamda, hizmet tespiti yönünden herhangi bir karar verilmeksizin, sadece ve sadece SGK" dan gelen teftiş raporu yeterli görülerek meydana gelen kazanın iş kazası olduğunun kabulü anlamına gelecek biçimde davanın konusuz kaldığı yönünde karar tesis edilmiş olmasının ve bu kararın yerinde görülmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davaya konu olan ve tespiti istenen "iş kazası" mevzuatımızda 506 sayılı Kanun"un 11-a ve 5510 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, her iki kanunda da iş kazası tanımlanmamış, kazanın hangi hal ve durumlarda iş kazası sayılacağı yer ve zaman koşulları ile sınırlandırılarak belirlenmiştir
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun"un 13. maddesinde İş Kazası;
"a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır." şeklinde belirlenmiştir.
İş kazası nedeniyle sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi öncelikle Kurumun zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olduğunu kabul etmesine bağlıdır. İş kazası olgusu Kurumca kabul edilmezse somut olayda olduğu gibi sigortalının ya da hak sahiplerinin olayın iş kazası olduğunu dava yolu ile tespit ettirmesi gerekmektedir.
Ne var ki, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde, bu olayın hükümde göz önüne alınması ve Mahkemenin, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Dava tüm tarafları bakımından konusuz kalmadıkça inceleme yapılması ve uyuşmazlığın sonuçlandırılması gerekir.
Somut olayda, davacılar vekili tarafından; müteveffa ...’ın Şubat 2008-17/02/2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalı işyerinde çalıştığını iddia ile, davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespiti ve ölümlü trafik kazasının iş kazası olarak tespiti talebiyle açılan davada, Mahkemece, 18.04.2017 günlü celsede verilen ara kararla, hizmet tespiti yönünden talebin tefrik edilerek, Mahkemenin başka esasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla, davalılardan Kurum tarafından olay nedeniyle yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 10.02.2017 tarihli raporuyla olayın iş kazası olduğunun kabul edilmesi nedeniyle yazılı şekilde davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmiş ise de, aslen Kurumca yapılan teftiş raporu sonrasında alınan kararın tek taraflı ve sadece davalı Kurumu bağlayıcı olduğu, davalı şirket bakımından da olayın nasıl olduğu ve 5510 sayılı Yasanın 13’inci maddesinde belirlenen şartları taşıyıp taşımadığı ve iş kazası olup olmadığı hususunun belirlenmesi ve uyuşmazlığın tüm taraflar yönünden kesin surette çözülmesi gereği gözetilmeden ve hizmet tespiti yönünden davanın tefrik edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan davacı yanın, hizmet tespiti yönünden talebinin yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular çerveçesinde, davacı yanın iş kazasının tespiti ve hizmet tespiti yönünden talepleri yönünden açılan davaların birleştirilmesi suretiyle, toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre karar vermekten ibaretttir.
O hâlde, davalı ... Lojistik Dağıtım ve Pazarlama Tic. Ltd. Şti. Vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ... Lojistik Dağıtım ve Pazarlama Tic. Ltd. Şti."ye iadesine, kararın bir örneğinin BAM"a, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 17.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.