4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5505 Karar No: 2016/6940 Karar Tarihi: 25.05.2016
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/5505 Esas 2016/6940 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/5505 E. , 2016/6940 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 11/09/2015 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... ve ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Davaya konu edilen olayda: Davalı polislerin... Lisesinde çıkan kavga nedeniyle görevli olarak okula gittikleri, davacıya karşı orantısız müdahalede bulundukları, ellerindeki joplarla vurmak suretiyle yaralanmasına neden oldukları iddia edilerek manevi tazminat istemiyle dava açıldığına göre, Anayasanın 129/5. maddesi ve 657 sayılı DMK"nun 13/1. maddesi uyarınca kamu görevlisi hakkında adli yargı yerinde dava açılamayacağından kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilerek, davanın husumetten reddedilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalılar ... ve ..."un diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/05/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı taraf davalıların kişisel kusuruna dayanarak tazminat talebinde bulunmuştur. Kamu görevlileri, görev sırasında salt kişisel kusurlarına dayanan eylemlerde kişisel olarak sorumludur. Anayasa"nın 129/5 maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davalılarının kendilerine rücu kaydıyla idare aleyhine açılabileceğine ilişkin düzenlemeler, haksız eylemi gerçekleştiren kamu görevlisine karşı doğrudan tazminat davası açmaya engel değildir. Zarar görenlerin haksız eylem failine karşı doğrudan dava açamayacaklarını savunmak, temel haklardan olan ve Anayasa"nın 36 ve AİHS"nin 13. maddesinde güvence altına alınan "hak arama özgürlüğüne" aykırı olacaktır. Zarar görenler isterse, doğrudan kişisel kusurlarından dolayı haksız eylemi gerçekleştiren kamu görevlisine karşı tazminat davası açabilecekleri gibi, isterlerse Devlete karşı da dava açabilirler. Somut olayda davacı, davalıların kişisel kusuruna dayanarak dava açtığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı düşüncesiyle değerli çoğunluğun kararına katılmıyorum. 25/05/2016