Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12788
Karar No: 2018/2044
Karar Tarihi: 15.03.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12788 Esas 2018/2044 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/12788 E.  ,  2018/2044 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/11/2015 tarih ve 2011/286-2015/319 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13.03.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile davalıların ... İnşaat Bilg. Ltd. şirketi hisselerinin % 99"unun devir alınması ve şirkete ait ... Klübü Tesisleri ile Cafe Restaurantın kiralanması ve işletilmesi konusunda anlaştıklarını, sözleşme konusu işletmenin halen kiracısı ve ticari mükellefi olan şirketin 01.05.2006 tarihine kadar olan kira-vergi-elektrik-su-...-belediye-banka vesair harç, resimler ve tüm borçların davalılara, 01.05.2006 tarihinden sonrakilerin ise davacıya ait olacağının belirlendiğini, müvekkilinin işletmeyi devraldıktan sonra 01.05.2006 tarihinden önceki döneme ait borçları ödediğini, müvekkilinin yapmış olduğu ödemeler toplamının 34.293,99 TL olduğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek faiz oranı ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesiyle, talebini 38.449,00TL" ye çıkarmıştır.
    Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak bildirmiş olduğu belgeleri verilen kesin süre içinde dosyaya sunmadığı, bilirkişi raporuna esas alınan delillerin sonradan ibraz edilmiş olması ve bunun da davalı tarafından kabul edilmemiş olması nazara alınarak yasal delil olarak kabul edilemeyeceği, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı, davacı tarafından yemin teklifine ilişkin ara karardan sarfı nazar edilmesine ilişkin talepte bulunulduğu, davacının yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15.03.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY

    Dava, mülga 1086 sayılı HUMK"nun yürürlüğü sırasında, 14.07.2011 tarihinde açılmış olup ilk oturum tarihi olan 03.11.2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmiştir.
    6100 sayılı HMK 448 maddesi, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla, HMK hükümlerinin derhal uygulanacağı ilkesini getirdiğinden artık 03.11.2011 tarihli ilk oturumdan itibaren uyuşmazlıkta HMK hükümleri uygulanacaktır.
    6100 sayılı HMK 119/4 maddesinde," iddia edilen herbir vakıanın hangi delillerle isbat edileceğinin dava dilekçesinde açıklanması", Yasanın 140/5 maddesinde " taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgenin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki hafta kesin süre verileceği", Yasanın 145 maddesinde de, "tarafların, kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremeyecekleri, ancak bir delinin sonradan ileri sürülmesinin yargılamayı geciktirme amacı taşımaması halinde mahkemece o delilin sonradan gösterilmesine izin verilebileceği" düzenlenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, 03.11.2011 tarihli ilk oturuma davacı vekili gelmiş, tebligat yapılamayan davalılar gelmemişlerdir.
    Davalılara henüz tebligat yapılamamış olmasına rağmen mahkemece bu oturumda davacı vekiline delillerini ibraz etmek için 2 haftalık kesin süre verilmiştir.
    Dava dilekçesi davalı ..."a 27.12.2011, davalı ..."e ise 04.06.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

    HMK 140/5 maddesi gereğince ön inceleme duruşmasının yapılabilmesi ve delil ibrazı hususunda taraflara 2 haftalık kesin süre verilebilmesi için, tarafların ön inceleme duruşmasına usulüne uygun davet edilmeleri gerekmektedir.
    Oysa, davacıya kesin mehilin verildiği, 03.11.2011 tarihi itibariyle davalılara henüz tebligat yapılmış değildir.
    Bu nedenle, davacı vekiline 03.11.2011 tarihli oturumda verilen kesin mehilin hukuki bir değeri ve bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
    Diğer taraftan, dava dilekçesi davalı ..."e ancak 04.06.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, duruşmanın ertelendiği 11.09.2014 tarihli oturumda mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, dosya 14.11.2014 tarihinde bilirkişiye tevdii edilmiş, davacı vekili de 18.11.2014 havale tarihli dilekçesi ekinde tüm delillerini ibraz etmiş, 22,12,2014 tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
    Davalı ..."e yapılan tebligatın tarihi, aynı celse bilirkişi incelemesi kararı verilmesi ve celse arasında dosyanın bilirkişiye tevdii ile birlikte davacının delillerini ibraz ettiği dikkate alındığında HMK 145 maddesinde ifade edildiği gibi, delilin sonradan ileri sürülmesi ve ibrazının yargılamayı geciktirme amacı taşımadığının kabulü ile mahkemece sonradan gösterilen delillere izin verilmesi gerekmektedir.
    Dava, 14.07.2011 tarihinde açılmış, usule aykırı kesin süre 03.11.2011 tarihinde verilmiş, tüm deliller toplandıktan ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan davanın açılışından 4 yılı aşkın süre geçtikten sonra, 4 yıl önceki kesin süreye dayanılarak hüküm tesis edilmiştir.
    Geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konulan kesin süre kuralı, Yasanın amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
    Açıklanan yasal düzenlemeler karşısında yerel mahkeme kararı usul ve Yasaya aykırı bulunduğundan, kararın bozulması yerine onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi