Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16882
Karar No: 2016/6587
Karar Tarihi: 14.04.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/16882 Esas 2016/6587 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2015/16882 E.  ,  2016/6587 K.
"İçtihat Metni"


Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/04/2015
NUMARASI : 2014/741-2015/209


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. HUMK"un 435/7. ve 438/1. maddeleri gereğince duruşma isteğinin temyiz dilekçesinde veya süresinde verilmiş cevap dilekçesinde istenmesi gerektiğinden, davalı vekilinin süresinden sonra talep ettiği duruşma isteminin reddi ile temyiz incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, ... ile dava dışı ... arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, davalıların kefil sıfatıyla kredi sözleşmesi imzaladıklarını, ...’ın ..."na devredildiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine 30/04/1998 tarihinde kredi hesabının kat edildiğini, 13/03/2006 tarihinde bu alacağın müvekkiline temlik edildiğini, alacağın tahsili için .... İcra Müdürlüğü"nün ... sayılı dosyası ile başlattıkları takibe davalıların itiraz ettiklerini ve itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların itirazlarının 15.943 TL anapara, 199.543,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 215,477,27 TL"lik kısım için iptalini ve davalıların %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, alacağın fon alacağı olmayıp kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak olduğunu, hesabın kat edildiği tarihten sonra 15 yıllık süre geçtiğinden alacağın ve müvekkillerinin kefaletlerinin zamanaşımına uğradığını, asıl borçlu ... şirketinin iflas etmesine rağmen davacının alacağını iflas masasına yazdırmadığını, asıl borçlunun iflası hakkında kefil müvekkillerine bilgi vermediğinden doğan zarar için kefillere müracaat edemeyeceğini, istenen faizin oranı ve tutarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini ve davacının % 40 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 5411 sayılı Yasanın geçici 16"ncı maddesindeki 20 yıllık zamanaşımı süresine ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nin 04.06.2014 tarih ... Esas ve ... Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, davanın dayanağı sözleşmenin imzalandığı tarihte zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, alacağın zamanaşımına uğradığı, kötü niyet tazminatı isteminin koşullarının oluşmadığı gerekçeleri ile davanın ve kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu"na 26/12/2003 tarihli 25328 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5020 sayılı Yasanın 27. maddesi ile eklenen Ek madde 3 ile, (mülga) 4389 sayılı Kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ve bu Kanuna göre Hazine alacağı sayılan alacaklara ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıl olarak belirlenmiştir. Dava konusu alacağa ilişkin hesap, alacaklı banka tarafından 29/04/1998 tarihinde kat edilmiş, icra takibine ise 26/01/2012 tarihinde geçilmiş ve bu tarihte zamanaşımı süresi kesilmiştir. Genel alacak zamanaşımı süresi 10 yıl olup bu alacak için zamanaşımı süresi 29/04/2008 tarihinde dolacak iken, fon alacağı haline dönüşmüş olan bu alacak için 5020 sayılı Yasanın 27. maddesi ile mülga 4389 sayılı Yasaya eklenen Ek madde 3 ile zamanaşımı süresi 26/12/2003 tarihinde 20 yıla uzatılmıştır. 4389 sayılı Bankalar Kanunu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 168. maddesinin (A) bendi hükmü gereğince, 5411 sayılı Kanunun geçici maddelerindeki düzenlemeler hariç olmak üzere, yürürlükten kaldırılmıştır. 5411 sayılı Kanun"un 141. maddesinde bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin yirmi yıl olduğu belirtilmiştir. Yine 5411 sayılı Yasanın geçici 16. maddesi ile bu Kanun ile fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda fon lehine getirilen hükümler makable şamildir, hükmü getirilmiş, geçici madde 16."da yer alan "...zamanaşımı..." sözcüğü, Anayasa Mahkemesi"nin 12.09.2014 tarih ve 29117 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 04.06.2014 tarih, ... E. ve ... K. sayılı kararı ile iptal edilmiş “zamanaşımı" sözcüğünün iptali nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan "ve" sözcüğünün de iptaline karar verilmiştir. 04/02/2011 tarihinde 27836 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5. maddesi ile Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam edeceği, ancak, bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanunu"nda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanunu"nda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olacağı hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararı hep birlikte değerlendirildiğinde dava konusu alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresinin 29.04.2008 tarihinde dolacağı, ancak henüz 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu"na 26.12.2003 tarihli, 25328 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5020 sayılı Yasanın 27. maddesi ile eklenen Ek madde 3 ile getirilen değişiklik sonucu zamanaşımı süresinin 20 yıla uzatıldığı, 20 yıllık süre dolmadan icra takibi yapılmış olması karşısında mahkemece alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasıyla davanın reddi isabetsizdir.
2-Ayrıca yapılan icra takibinde davalılara tebligat yapıldığı, davalı ....’nun diğer davalı ...."nun da adının bulunduğu dilekçe ile süresinde borca itiraz ettiği, ancak diğer davalının itiraz beyanının altında imzasının olmadığı ve başkaca itiraz dilekçesinin de icra dosyasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı ...."nun takibe karşı geçerli bir itirazı olmadığından davalı ....."na karşı itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararı yoktur. Buna göre davalı .... hakkında davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken, alacağın zamanaşımına uğradığından bahisle reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi