Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9590
Karar No: 2020/947
Karar Tarihi: 15.01.2020

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/9590 Esas 2020/947 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2019/9590 E.  ,  2020/947 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, fuhuş, insan ticareti, çocuk düşürtme, konut dokunulmazlığının ihlali, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    A) Temyiz dilekçesinin, CMUK"nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinde verilmediği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun"un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK"nın 317.maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak sanık ..."nün TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
    B) Diğer hükümlerin temyizinde;
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve tekerrüre esas sabıkaları bulunan sanıklar ... ile ... hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına karar verilmemiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bu husus bozma nedeni yapılmayıp, cezaların süreleri itibarıyla koşulları bulunmadığından sanıklar ..., ... ile ... müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK"nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilip, sanık ... ..."ın evinde yapılan aramada bulunan ve 6136 sayılı Yasa kapsamında kaldığı Diyarbakır Polis Kriminal Labaratuvarı Müdürlüğü"nün 18/06/2012 tarihli raporu ile belirlenen tabanca ile bu tabancaya ait fişekler hakkında 6136 sayılı Yasa"ya muhalefet suçundan kamu davası açılıp açılmadığının dosya kapsamından tespit edilememiş olması karşısında yapılacak araştırma neticesinde kamu davası açılmadığının anlaşılması halinde mahkemesince, dava zamanaşımı süresi içinde sanığın eyleminin 6136 sayılı Yasa"ya muhalefet suçunu oluşturma ihtimaline binaen sanık ... hakkında suç duyurusunda bulunabileceği öngörülerek, yapılan incelemede;
    1- Sanıklar ..., ..., ... ile ... hakkında "konut dokunulmazlığının ihlali ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", sanık ... hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", sanıklar ..., ... ..., ... ile ... hakkında "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", sanıklar ..., ..., ... ile ... hakkında müştekiler ... ile ..."ya, sanıklar ... ile ... hakkında müşteki ..."a yönelik "fuhuş ve insan ticareti" eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
    Sanıklar ..., ..., ... ile ..."ın, müştekiler ... ile ..."ya, sanıklar ... ile ..."nun, müşteki ..."a yönelik fuhuş suçunu değişik zamanlarda birden fazla kez işlemelerine karşın, TCK"nın 43/1. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
    TCK"nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, bu konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek; örgüt mensubu olmaktan mahkumiyetine karar verilen sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ile ... hakkında anılan madde uygulanmamış,
    TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağı ortadan kalkmış ise de, bu hususların infaz sırasında re"sen gözetilebileceği,
    Anlaşıldığından, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ile ... müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
    2- Sanıklar ..., ..., ... ile ... hakkındaki tüm hükümlerin, sanıklar ... ile ... hakkında çocuk düşürtme suçundan kurulan hükümlerin, sanıklar ..., ... ile ... hakkında tehdit suçundan kurulan hükümlerin, sanıklar ... ile ... hakkında müşteki ..."ya yönelik fuhuş ve insan ticareti suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde;
    a-1) Hapis cezasının alt haddi 5 yılın üzerinde olan insan ticareti suçundan yargılanan ve müdafileri bulunmayan sanıklar ..., ..., ... ile ..."a CMK"nın 150/3.maddesi uyarınca baro tarafından müdafii tayini sağlanıp, CMK"nın 188/1.maddesi de gözetilerek atanacak müdafiinin huzurunda hükmün tefhim edilmesi gerekliliği gözetilmeden ve Dairemizce de kabul edilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 24/04/2018 tarih ve 2017/6-1027 E - 2018/183 sayılı kararı da dikkate alındığında, sanıklar hakkında diğer suçlar bakımından da hükmün tefhim edildiği son celse de zorunlu müdafiinin bulunmamasının usul hukuku yönünden savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek olması karşısında, kararın tefhim edildiği oturumda zorunlu müdafii tayini sağlanmadan karar verilmek suretiyle sanıklar ..., ..., ... ile ..."ın,
    a-2) Farklı yargı çevresindeki cezaevinde olduğu anlaşılan sanık ..."ın duruşmadan bağışık tutulma talebinde bulunmaması karşısında, hükmün verildiği 16/10/2014 tarihli son oturumda SEGBİS yoluyla duruşmada hazır bulundurulması sağlanıp, yüzüne karşı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle CMK"nın 193 ve 196. maddelerine aykırı davranılarak sanık ..."ın,
    Savunma haklarının kısıtlanması,
    b) Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden bir de, öğreti ve uygulamada: "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede: "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir.
    Bu ilkenin özü, bir ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık lehine değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmiş ise sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanğın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm verme anlamına gelecektir.
    b-1) Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında, sanıklar ... ile ..."in gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu düşürtmek suçundan cezalandırılmalarına karar verilmiş ise de, OSM Ortadoğu Hastanesi"nce düzenlenen tıbbi bilgi ve belgelerden, müşteki ..."ın 09/03/2012 tarih itibariyle 9 haftalık hamile olduğunun, müşteki ..."ın ise 05/03/2012 tarihinde hamile (gebelik süresinden söz edilmeden) olduğunun anlaşılması, Şanlıurfa Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastalıkları Hastanesi"nce düzenlenen tıbbi bilgi ve belgelerde, müşteki ..."a 06/04/2012 tarihinde revizyon rütajı yapılarak 10-11 haftalık bebeğinin alındığının, müşteki ..."ın ise 05/04/2012 tarihinde vajinal kanama nedeniyle hastaneye müracaat etmesine karşın acil polikliniğinde tedaviye başlamaması nedeniyle düşük tarihinin tespit edilemediğinin belirtilmesi, müşteki ..."ın ifadesinde, sanıkların eylemleri sırasında 9 haftalık, müşteki ..."ın ise 3 aylık hamile olduklarını söylemeleri, sanıkların eylem tarihinin dosya kapsamından açıkça tespit edilememesi ve gebelik süresinin 10 haftadan fazla olup olmama durumunun eylemlere uygulanacak Kanun maddesinin tespiti açısından önem arz etmesi karşısında, müştekilerin tedavilerine ait tüm tıbbi bilgi ve belgelerin ilgili sağlık kurumlarından temin edilerek müştekilerin düşük yaptıkları tarih ile sanıkların müştekilere yönelik eylemlerinin tarihinin tespiti amacıyla dosyanın kül halinde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulan gönderilerek rapor aldırılması, müştekilerin dinlenerek sanıkların eylem tarihinin kendilerine yeniden sorulması ve tüm deliller toplanarak sanıkların çocuk düşürtmeye yönelik eylem tarihinin tespit edilmesi, eylem tarihinde gebelik süresinin 10 haftadan fazla olduğunun anlaşılması halinde, TCK"nın 99/5. maddesinin son cümlesinin, 10 hafta veya daha az olması halinde TCK"nın 99/5. maddesinin birinci cümlesinin, eylem tarihinin tam olarak tespit edilmemesi durumundaysa, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi de gözetilerek, TCK"nın 995/.maddesinin birinci cümlesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b-2) Sanıklar ... ile ..."nun, "müşteki ..."ya yönelik fuhuş ve insan ticareti" suçlarını reddetmeleri, müştekinin ifadesinde sanıkları tanımadığını belirtmesi ve dosya kapsamında sanıklar aleyhine sonuç doğurabilecek başkaca bir delile ulaşılmaması karşısında, sanıklar ... ile ..."nun ise müşteki ..."ya yönelik "fuhuş ve insan ticareti" suçlarını işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve cezalandırmaya yeterli delillerin neler olduğu açıklanmadan CMK"nın 230/1-b maddesine aykırı olarak mahkûmiyet kararı verilmesi,
    c) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlenmesi sırasında uygulanan tehdidin, bu suçun unsuru olması nedeniyle sanıklar ..., ... ile ..."ın, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile birlikte ayrıca tehdit suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi,
    d) Sanık ..."ın evinde yapılan aramada tespit edilen ve Adli Emanetin 2012/2117 sırasında kayıtlı bulunan Diyarbakır Kriminal Polis Labaratuvarı Müdürlüğü"nce düzenlenen 18/06/2012 tarihli raporda, 2521 sayılı Kanun kapsamında kaldığı bildirilen av tüfeği ile bu tüfeğe ait fişeklerin ve yine aynı raporda 6136 sayılı Kanun kapsamında kaldığı belirtilmekle birlikte dosyaya konu suçlarda kullanıldıkları tespit edilemeyen tabanca ile bu tabancaya ait fişekler hakkında 6136 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan açılan bir kamu davasının bulunmaması, iddianameyle de müsaderelerinin talep olunmaması, tabanca ile bu tabancaya ait fişekler hakkında suç duyurusunda bulunulacak olması nedeniyle bunların müsaderesinin gerekip gerekmediği hususunda görülecek davada karar verilmes gerekirken av tüfeği ve tabanca ile bunlara ait fişeklerin yerinde olmayan gerekçeyle müsaderesine karar verilmesi,
    e) Kısmi kabule göre de;
    e-1) Sanık ..."e ek savunma hakkı verilmeden, TCK"nın 99/5. maddesinin 2.cümlesi uygulanmak suretiyle CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması,
    e-2) Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar ..., ..., ..., ... ve sanıklar ..., ..., ... ile ... müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak (sanıklar ..., ..., ... ile ... hakkında başkaca yönleri incelenmeksizin) HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi