8. Ceza Dairesi 2016/11112 E. , 2017/4637 K.
"İçtihat Metni" Korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun"a muhalefet suçlarından sanık ..."nun, 6136 sayılı Kanun"un 13/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 170/1-c, 62 (iki kez) ve 51/1. (iki kez) maddeleri gereğince 5 ay ve 10 ay hapis ile 375,00 yeni Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının ertelenmesine, yükümlülük belirlenmeden 3 yıl denetim süresi belirlenmesine ve bu süre zarfında yardımcı olacak bir uzman görevlendirilmesine dair İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2007 tarihli ve 2006/519 esas, 2007/267 sayılı kararını müteakip, hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uygun davranmadığından bahisle 5237 sayılı Kanun"un 51/7. maddesi gereğince hakkındaki erteli hapis cezalarının aynen infazına ilişkin İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2008 tarihli ve 2006/519 esas, 2007/267 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/02/2016 tarihli ve 2016/353 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5237 sayılı Kanun"un 51/5-6-7. madde ve fıkralarında yer alan "(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir. (6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir. (7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir." şeklindeki hükümler gereğince, dosya kapsamına göre hükümlü hakkındaki 10 ve 5 aylık hapis cezalarının ertelenmesi ile yükümlülük belirlenmeksizin 3 yıl denetim süresi belirlenmesine ve bu süre zarfında hükümlüye rehberlik edecek bir uzman görevlendirilmesine karar verilip hükümlünün rehberlik edecek uzman görevlendirilmesi tedbirine uymadığından bahisle hakkındaki hapis cezalarının aynen infazına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Kanun"un 51/7. maddesi gereğince aynen infaz kararı verilebilmesi için hükümlünün denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi gerektiğinden, denetim süresi içerisinden kasıtlı bir suç işlemeyen ve hakkında yükümlülük belirlenmeyen hükümlü hakkındaki erteli hapis cezalarının aynen infazına karar verilemeyeceği gözetilmeden merciince yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 14.10.2016 gün ve 2016/6977 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 27.10.2016 gün ve KYB/2016- 382595 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin,26.04.2007 gün, 2006/519 esas , 2007/267 sayılı kararı ile 6136 sayılı Yasaya aykırılık ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçlarından hükmolunan 5 ay ve 10 ay hapis cezaları TCK"nın 51/1. maddesi uyarınca ertelenen hükümlünün,3 yıl süreyle denetim altında bulundurulmasına karar verilirken herhangi bir yükümlülük belirlenmesine yer olmadığına ve denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek uzman görevlendirilmesine hükmolunmuştur.
Ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesi, hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi hallerinde mümkün olabilecektir. 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu"nun 5. maddesine, 5560 sayılı Kanun’un 42. maddesi ile eklenen 2. fıkra uyarınca, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılacak ise de,
Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca tebliğ memuru, tebliğ yapılacak kişinin veya onun adına tebligatı almaya ehil kişilerin adreste bulunmamaları halinde, bu kişilerin adreste bulunmama sebeplerini araştırmalı, komşu, yönetici, kapıcı vb. kişileri sorarak onların beyanlarını ve imzalarını almalı ya da imzadan imtina etmeleri halinde bu durumu tebliğ mazbatasına şerh etmesi gerektiği ancak; İzmir Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünce çıkarılan tebligata ilişkin 03.12.2007 günlü tebliğ mazbatasında, hükümlünün adreste bulunmaması nedeniyle evrakın mahalle muhtarlığına tebliğ edilirken Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre kendisine haber verilen komşusunun imzasının alınmadığı, imzadan imtina var ise bu durumun da belirtilmediği bu nedenle Tebligat Kanunu"nun 21. ve Tüzüğün 28. maddelerine uygun bir tebligat bulunmadığı gibi mahkeme tarafından hükümlüye uyarı tebligatı yapıldığına ilişkin dosya içerisinde bilgi veya belgeye de rastlanmadığı halde;
Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün çağrısına uyulmadığından bahisle erteli hapis cezasının aynen infazına ilişkin ek karara yönelik itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden İzmir 2. Ağır Ceza Ceza Mahkemesinin 06.02.2016 tarihli 2016/353 Değişik İş sayılı kararının CMK.nun 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 27.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.