16. Hukuk Dairesi 2018/433 E. , 2018/3165 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
KANUN YOLU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... ve ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1990 yılında yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan ... parsel sayılı 880,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca ... sınırları dışına çıkarıldığı ve 1965 yılından beri ... ..."ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak ... adına tespit edilmiş ve tespit hükmen kesinleşmiş, daha sonra yapılan uygulama kadastrosu sonucu taşınmaz ... ada ... parsel numarası ile 933,46 metrekare yüzölçümlü olarak tescil edilmiştir. 2013 yılında yapılan güncelleme çalışmalarında ise; taşınmazın krokisinde (A) harfi ile gösterilen 272,21 metrekare yüzölçümündeki kısmın ..."nün kullanımında olup üzerindeki tek katlı kargir binanın kendisine ait olduğu, (B) harfi ile gösterilen 347,71 metrekare yüzölçümündeki kısım ile (C) harfi ile gösterilen 313,54 metrekare yüzölçümündeki kısmın ise ... ... mirasçıları ..., ..., ... ve ..."ın fiili kullanımında bulunduğu belirtilmiştir. Davacılar ... ve ..., taşınmazın 1998 yılından itibaren kendi fiili kullanımlarında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine onanmasına karar verilmiş; davacılar ... ve ... vekili tarafından bu kez de karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece; ... Mahkemesinin 1991/1297 Esas 1992/791 Karar sayılı ilamına göre, dava konusu parselde mahkeme ilamı ile davalıların zilyet ve kullanıcı olduklarının şerh verildiği, tapudaki şerhe karşılık davacı tarafın ne şekilde zilyetliği davalı murisinden devraldığına dair yazılı devir senedi vs belge sunamadığı, ... tespiti çalışmaları sırasında itiraz edilmediğinden, tespitin kesinleştiği gerekçeleri ile sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma hüküm vermeye elverişli değildir. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen davacı tanığı çekişmeli taşınmazı davalıların murisinden babasının satın aldığını, kendisine bıraktığını, kendisinin de taşınmazı davacılara sattığını beyan etmiş olmasına karşın tespit tarihi itibari ile temyize konu (B) bölümü üzerinde kimin hangi sebeple ve ne şekilde zilyet olduğu kesin olarak belirlenmemiş, dosya arasında davacılar adına düzenlenmiş ecrimisil ihbarnameleri olduğu halde bu husus üzerinde durulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; taşınmazın bulunduğu bölgeyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulunun tespit edilerek, taşınmaz başında 3 yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tamamı ve fen bilirkişisi ile birlikte keşif yapılarak taşınmazın temyize konu (B) bölümünün tespit tarihinde kim ya da kimler tarafından ne zamandan beri nasıl ve neye istinaden kullanıldığı ayrıntılı ve olaylara dayalı olarak sorulmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde usulüne uygun şekilde ve gerektiğinde yüzleşme yaptırılarak giderilmeli, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye ve hüküm kurmaya elverişli harita ve rapor düzenlenlemesi istenilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliler birlikte değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bu nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 26.10.2017 tarih ve 2017/4864 Esas, 2017/7112 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına; ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı karar düzeltme ve temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 10.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.