Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/140
Karar No: 2018/9996

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/140 Esas 2018/9996 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davada, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğiyle ilgili olarak karar verilmiştir. Davacı, mirasbırakan babasının 48 ve 307 parsel sayılı taşınmazlarını emanetçi kullanmak suretiyle mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak oğlu ve erkek torunlarına aktardığını iddia etmiştir. Yerel mahkeme, muvazaa iddiasının kanıtlanamaması gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, mirasbırakanın 48 nolu parseli mirastan mal kaçırmak amacıyla temlik ettiği sonucuna varmıştır ve bu nedenle 48 nolu parsel hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğu için saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir. Hibe yoluyla yapılan temlikler yönünden ise 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İBK'nın uygulama yeri bulunmadığı ve bu tür temliklerin tenkise tabi olduğu ifade edilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2018/140 E.  ,  2018/9996 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.12.2016 Salı günü saat 9.45 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-


    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babasının 48 ve 307 parsel sayılı taşınmazlarını emanetçi kullanmak suretiyle mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak oğlu ..... olma erkek torunları davalılara aktardığını; mirasbırakanın başka taşınmazlarıyla ilgili temlikleri hakkında açtığı davaların kabulle sonuçlanıp kararların kesinleştiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.



    ./..

    Getirtilen kayıt ve belgelerden, dava konusu 48 nolu parselin tamamı mirasbırakan ..... ait iken 22.08.1991 tarihinde ara malik ...... satıldığı, ..... de 29.08 1991 tarihinde satış yoluyla davalılara devrettiği; dava konusu 307 nolu parselin geldisi olan 177 nolu ana parsel mirasbırakan .... ait iken, mirasbırakan tarafından 15.02.1963"te "hibe" suretiyle oğlu ..... temlik edildiği, sonrasında ifrazen gittiği 307 nolu parselin ..... adına kayıtlandığı ve 18.07.2003 tarihinde ....... taşınmazı 12.08.2004 tarihinde eşit paylarla davalılara satış yoluyla devrettiği görülmektedir.
    Diğer taraftan; mirasbırakanın 2. eşten olma erkek çocukları ile 1. eşten olma erkek çocuğuna toplam 13 parça taşınmazını ara malikler vasıtasıyla devrinden ötürü eldeki davanın davacısı tarafından muris muvazaası nedeniyle açılan ......nin 2005/332 es.s. davasının kabulle sonuçlandığı ve derecattan geçerek 02.04.2008"de kesinleştiği; yine murisin, 2. eşten olma erkek çocukları ile 1. eşten olma erkek çocuğuna 356 parsel sayılı taşınmazını ara malik vasıtasıyla devrinden ötürü davacı tarafından muris muvazaası nedeniyle açılan ...... 1. Asliye H.M.nin 2006/302 es.s. davasının kabulle sonuçlandığı ve temyiz edilmeksizin 12.10.2009"da kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, mirasbırakanın çok varlıklı olup köyün ağası konumunda bulunduğu, taşınmaz satmaya ihtiyaç duymadığı dinlenen taıklar tarafından ifade edilmiştir.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun 706, Türk Borçlar Kanunu"nun 237. (Borçlar Kanunu"nun 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmasında ve satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, "hibe" yoluyla yapılan temlikler yönünden 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İBK"nın uygulama yeri bulunmadığı, bu tür temliklerin tenkise tabi olduğu da tartışmasızdır.


    ./...
    O halde, mirasbırakan tarafından "hibe" yoluyla temlike konu edilen (177 nolu parselin ifrazıyla oluşan) 307 nolu parsel bakımından 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İBK"nın uygulama yeri olmadığı, davada tenkis isteğinde de bulunulmadığı gözetilerek 307 nolu parsel hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu parsele yönelik temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
    Ne var ki, 48 nolu parsel bakımından da davanın reddedilmesinin isabetli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Nitekim, tüm dosya içeriği ve toplanan deliller yukarıda değinilen ilke ve olgularla birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın 48 nolu parseli mirastan mal kaçırmak amacıyla temlik ettiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, 48 nolu parsel hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir.
    Davacının anılan parsele yönelik temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi