17. Ceza Dairesi 2019/13828 E. , 2020/1936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/8 Esas ve 2019/352 Karar sayılı ilamı ile müşteki ...’e karşı hırsızlık ve müşteki ...’e karşı hırsızlık suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine karşı, sanığın CMK"nin 272. ve müteakip maddeleri uyarınca istinaf kanun yoluna başvurması üzerine; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 19/09/2019 tarihli, 2019/2925 Esas ve 2019/1709 Karar sayılı ilamı ile verilen “Esastan Ret” ve “Düzeltilerek Esastan Ret” kararlarına karşı sanık tarafından usulüne uygun olarak açılan temyiz davası incelenip görüşüldü:
Suçtan zarar gören ve soruşturma aşamasında şikayetçi olduğunu belirten müştekiler Azdhar Alıyev ve ...’in kovuşturma aşamasında 5271 sayılı CMK"nin 234. maddesinde belirtilen davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği ancak;
Müşteki Azdhar Alıyev’e duruşma gününü bildiren davetiye hiç tebliğ edilmeden mahkemece doğrudan müştekinin zorla getirilmesi için kolluk kuvvetlerine müzekkere yazıldığı fakat müştekinin bulunamaması nedeniyle duruşmalarda hazır edilemediği, yine müştekinin bildirmiş olduğu GSM hattına SMS yoluyla duruşma gününün bildirildiği fakat müştekinin duruşmalara katılmadığı, gerekçeli kararın da müştekinin bilinen en son adresine tebliğe çıkarıldığı fakat muhatabın adreste tanınmadığından bahisle tebligatın bila ikmal iade edildiği, akabinde müştekinin aynı adresine daha önce usulünce yapılan bir tebliğ olmamasına karşın Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ yapıldığı anlaşılmakta ise de, Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese Kanun"un gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Aksi halde anılan Kanun’un 35. maddesine göre tebligat yapılması mümkün değildir. Müşteki Azdhar Alıyev’in soruşturma aşamasında bildirdiği adreste daha önce yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından kendisine 35. maddeye göre yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında;
Yine müşteki ...’in bilinen son adresinin Manisa ilinde bulunması nedeniyle, müştekinin ifadesinin alınması için Manisa Asliye Ceza Mahkemesine talimat yazıldığı, talimatın bila ikmal iade edilmesi üzerine, müştekinin soruşturma aşamasında bildirmiş olduğu GSM hattına SMS yoluyla duruşma gününün bildirildiği, müştekinin posta vasıtasıyla gönderdiği 24.04.2019 tarihli dilekçesinde Azerbaycan vatandaşı olup Azerbaycan’da
yaşadığından duruşmaya gelemeyeceğini fakat maddi durumu ve sağlık sebeplerinden Türkiye’ye 2019 yılının 6. veya 7. ayında gelebilme durumunun olduğunu belirtmesine karşın müştekinin bu beyanın dikkate alınmadan ve müştekiye müştekinin dinlenmesinden neden vazgeçildiği hususuna kararda değinilmeden yokluğunda yargılamaya devam olunarak hüküm kurulduğu, kararın müştekinin bilinen en son adresine tebliğe çıkarıldığı fakat muhatabın adreste tanınmadığından bahisle tebligatın bila ikmal iade edildiği, akabinde müştekinin aynı adresine daha önce usulünce yapılan bir tebliğ olmamasına karşın Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ yapıldığı anlaşılmakta ise de, Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese Kanun"un gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Aksi halde anılan Kanun’un 35. maddesine göre tebligat yapılması mümkün değildir. Müşteki ...’in soruşturma aşamasında bildirdiği adreste daha önce yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından kendisine 35. maddeye göre yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında;
Sanık ...’in yokluğunda verilen karar soruşturma aşamasında yapılan sorgu sırasında sanık müdafii olarak sorguya katılan Av. ...’e tebliğ edildiği ve avukat tarafından ek kararın temyiz edildiği anlaşılmış ise de, sanığın kovuşturma sırasında 10.12.2014 tarihli ifadesinde müdafii istemediğini belirttiği gibi, 5271 sayılı CMK"nın 150. maddesinin 2. ve 3. fıkraları gereğince de sanığa zorunlu müdafi atanmasını gerektirecek bir durumun da bulunmadığı, Av. ...’in dosya kapsamında vekaletnamesine de rastlanmaması karşısında, Av. ...’in temyiz tarihi olan 03/02/2015 tarihinde sanık ...’in müdafii olduğuna dair vekaletnamesinin bulunup bulunmadığının araştırılması, vekaletnamesi var ise eklenmesi, bulunmaması halinde bu hususun tutanakla tespit edilerek, yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün bizzat sanık ...’e tebliğinin gerektiği ancak hükmün sanığa tebliğ edildiğine dair dosyada bir belgeye rastlanmadığından, gerekçeli kararın sanığa usulüne uygun şekilde (sanığın cezaevinde olması halinde cezaevinde tebliği, aksi halde son ifadesinde bildirdiği son bilinen adresine kararın tebliği, bu adrese de tebliğ yapılamaması halinde güncel MERNİS adresine tebliğ yapılmak suretiyle) tebliğ edilerek, tebliğ belgesi ile birlikte verilmesi halinde temyiz dilekçesi de eklendikten ve ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere iadesinin mahallince sağlanması, temyize gelmeyen diğer sanık Ertuğrul Taş’ın yokluğunda verilen hükmün, sanığın kovuşturma sırasında alınan ifadesinde bildirdiği adresine tebliğ edilememesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı anlaşılmakta ise de; Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese Kanun"un gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Aksi halde 35. maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir. Sanık Ertuğrul Taş’ın mahkemeye bildirdiği adreste daha önce yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından kendisine 35. maddeye göre yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında;
Müştekiler ... ve ...’e, istinaf haklarını kullanabilmeleri için İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2019 tarihli gerekçeli kararının, hükmü temyiz etme yetkileri olduğu, nereye, nasıl ve ne şekilde başvurabilecekleri, istinaf süresi de gösterilmek suretiyle, açıklamalı davetiye ile tebliğ edilerek sunarsa istinaf dilekçeleri eklendikten sonra incelenmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 11/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.