Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4546 Esas 2016/1046 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4546
Karar No: 2016/1046
Karar Tarihi: 09.02.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4546 Esas 2016/1046 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık dolandırıcılık suçundan TCK'nın 157/1, 62. ve 52/2. maddeleri uyarınca 6.000 TL para cezası ve doğrudan 2.000 TL adli para cezasına çarptırıldı. Ancak müşteki ve tanıkların sanığı fotoğraflar üzerinden teşhis edememesi ve sanığın yargıtay kararlarına uygun olarak alt sınırda olan adli para cezasının belirlenmemesi nedeniyle karar bozuldu. Kanun maddeleri ise; TCK'nın 157/1, 62. ve 52/2. maddeleri uyarınca ceza belirlendiği belirtiliyor.
23. Ceza Dairesi         2015/4546 E.  ,  2016/1046 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62. ve 52/2. maddeleri uyarınca hapisten çevrili 6.000 TL ve doğrudan 2.000 TL adli para cezası

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ...’ın başkası adına kayıtlı telefondan Bursa’da oturan asker arkadaşı tanık ...’ü arayarak gömü altın bulduklarını söylediği ve satın alabilecek bir tanıdığının olup olmadığını sorduğu, tanık...’ın da bu hususu çocukluk arkadaşı tanık ...’a anlattığı, ...’in de sanıkla irtibata geçip ...’ya gittiği, kendisini ... olarak tanıtan kimse ile buluştuğu ve 200 TL karşılığında numune altın alıp döndüğünde müşteki ..."a gösterdiği, numune olarak verilen altının gerçek altın olduğunu gören müştekinin bir hafta sonra 13.07.2007 günü tanıklar... ile birlikte Turgutlu’ya geldiği, kendisini... olarak tanıtan kimse ile buluştukları, bu kişinin telefonla birisini arayıp altınları getirmesini istediği, diğer kişinin de olay yerine çantayla geldiği, ..."in araçtan inip çantayı alarak müştekiye verdiği, müştekinin de çantanın içine bakıp altın olduğunu görünce 36.000 TL’yi kendisini ... olarak tanıtan kimseye verdiği, Bursa’ya döndüğünde kuyumcuya altınları gösteren müştekinin altınların sahte olduğunu anlayıp şikayetçi olduğu ve bu suretle dolandırıcılık suçunun işlendiği iddia ve kabul olunan olayda;
    Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Müşteki ve tanık ..."ün polnet ortamından temin edilen fotoğraf üzerinden sanığı teşhis edememeleri, tanık ..."ün ... numaralı hattan sanığı aradığını, telefonu bir başkasının açtığını, telefonu açan kimsenin tereddütlü cevaplar verdiğini ve telefonu sanığa vermediğini beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle mümkünse müşteki ile sanığın yüzleştirilmesi, mümkün
    değil ise, sanığın fotoğraflarının elde edilerek müşteki ve tanıklar ... ile...arasında teşhis işlemi yaptırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm verilmesi,
    2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/02/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.