1. Hukuk Dairesi 2016/8709 E. , 2018/9995 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.05.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ...,.....ile temyiz edilen davacı ......geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal edenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, miras bırakan babası....dava konusu iki adet dükkanını ölünceye kadar bakma aktiyle davalı oğluna temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, temlikte muvazaa bulunmadığını, bakım görevinin de yerine getirildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların muvazaalı biçimde temlik edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
./..
Ne var ki, yapılan araştırmanın hükme yeterli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.
Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olayda, dava konusu .... ..... "dükkan" vasfındaki 42 ve 84 parsel sayılı taşınmazlar mirasbırakan ..... adına kayıtlı iken, mirasbırakanın 22.12.1994 tarihli resmi akitle taşınmazların intifa haklarını üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetlerini "ölünceye kadar bakma aktiyle " davalı oğlu ..... temlik ettiği; mirasbırakanın 23.12.2010 tarihinde ölümüyle, geride mirasçıları olarak eşi ...... kaldıklarıgörülmektedir.
Diğer taraftan, mirasbırakanın ölümünden sonra geride başka mallarının da kaldığı; öte yandan, parası muris tarafından verilerek gerek oğluna gerekse eşine 4"er taşınmaz satın alındığı iddiasıyla davacı tarafından annesi ve davalı erkek kardeşi aleyhinde ..... sayılı tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis istekli dava açıldığı ve derdest olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Hal böyle olunca, öncelikle.....sinde görülen 2011/290 Esas sayılı davanın sonucunun beklenmesi; bunun yanında, mirasbırakanın geride bıraktığı tüm terekesi belirlenerek değerinin saptanması; ondan sonra, tüm delillerin yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
../...
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.