15. Ceza Dairesi 2019/8625 E. , 2020/11534 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraat, Sanık ... hakkında; a) Dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK 158/1-e, 43/1, 62, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet b) Resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCK 204/1, 43/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükümleri katılan vekili ve sanık müdafii tarafından, sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında verilen beraat hükümleri katılan vekili tarafından temyiz edilmekle gereği düşünüldü;
Sanık ..."ın ... Teşhis ve Tedavi Polikliniğinin sorumlu müdürü olduğu, diğer sanıklar ..., ..., ... ve ..."in de çeşitli uzmanlık dallarında hastanede görev yaptıkları, sanıkların emekli sandığından sağlık yardımı alan hastalara gerçekte yapılmayan tahlil ve tetkikleri yapılmış gibi icmaller düzenleyip ücretler alınarak katılan ... zarara uğrattıkları gerekçesi ile haklarında teftiş kurulu başkanlığınca soruşturma başlatıldığı, soruşturma çerçevesinde poliklinikteki düzenlenen evrak ve belgeler incelenerek ve belgelerde ismi geçen hastalar ile görüşülerek bu evraklarda belirtilen işlemleri ve tetkikleri yaptırıp yaptırmadıklarının sorulduğunda hastaların sadece muayene olduklarını icmal belgelerinde yapıldığı belirtilen tahlil ve işlemlerin yapılmadığını beyan ettikleri, sanıkların katılan ... 4.852.70 TL zarara uğrattıkları, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçu işledikleri iddia olunan somut olayda ;
1)Sanıklar ..., ..., ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükümleri ile sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıkların üzerine atılı TCK’nın 204 maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunun kanunda gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin TCK"nın 67/2-a maddesine göre sanıklar ... ve ... yönünden 02/06/2009, sanık ... yönünden ise 02/06/2009 tarihinden inceleme tarihinde kadar gerçekleştiği , sanık ... hakkında ise 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin, 2006 olan suç tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekili ve sanık ... müdafininin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2)Sanıklar ..., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıkların tetkik formlarına sonradan bilgileri dışında ekleme yapıldığına, kaşelerinin ve imzalarının kendilerine ait olmadığına yönelik tutarlı savunmaları, sanıkların bu savunmalarının bilirkişi raporları ile de doğrulanmış olması ve tüm dosya kapsamından sanıkların savunmalarının aksini kanıtlayan her türlü şüpheden uzak somut ve kesin bir delilin bulunmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin sanıkların üzerine atılı suçunun sübut bulduğuna ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3)Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne, sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
A)Sanık ... yönünden;
İnceleme tarihi itibari ile resmi belgede sahtecilik suçu yönünden ölüm ve zamanaşımı hususlarının birlikte gerçekleştiği tespit edilmiş olup bu durumda öncelikle sanığın ölümü nedeni ile bozma kararı verilerek dosyanın mahalline gönderilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18/09/2012 tarih ve 2012/4-158 Esas, 2012/1773 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında,
UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğine göre, sanık ..."nin karar tarihinden sonra, 29/11/2017 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakla, TCK’nın 64/1. ve CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca, ölüm nedeniyle hakkında düşme kararı verilip verilmeyeceğinin yerel mahkemece değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
B)Sanık ... yönünden;
Sanık savunması, katılan beyanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte dğerlendirildiğinde sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlanına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya mapsamına göre katılan vekilinin ve sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Sanığın savunmasında; katılan kurumun düzenlenen faturaların bedelini 2 ay sonra ödemesi nedeniyle kendisinin katılan kurumdan sürekli alacaklı olduğunu, kurumun uğratıldığı iddia edilen zararın da 18/01/2007, 17/10/2006, 14/12/2006, 29/11/2007 tarihli faturalarla mahsup edildiğini beyan etmesi karşısında; sanığın hastalara gerçekte yapılmayan tahlil ve tetkikleri yapılmış gibi suça konu icmalleri düzenlemesi nedeniyle haksız menfaatin temin edildiğinin kabulü halinde oluşan kamu zararının sanığın sonraki alacaklardan mahsup edilmesi durumunda sanık hakkında TCK"nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının, ayrıca katılan kurumun suça konu icmallerle ilgili hiç bir ödeme yapmaması halinde ise haksız bir menfaatin temin edilmemiş bulunması nedeniyle teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediğinin karar yerinde tartışılması ve değerlendirilmesi, menfaat temini noktasında yukarıda anlatılan hususların katılan kurumdan sorularak netleştirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.