22. Hukuk Dairesi 2018/3683 E. , 2018/10509 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : Ankara 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 05/10/2006 tarihinden itibaren ... Holding bünyesinde son olarak Kurumsal İletişim ve Raporlama sorumlusu olarak çalışmaktayken 18/08/2016 tarihinde şirkete kayyum atanması, şirketin TMSF ye devredilmesi üzerine müvekkilinin 1 ay sonra işten çıkartıldığını ileri sürerek işe iadesine, işe iade kararı kesinleşinceye kadar geçecek süre için 4 aylık tazminat ve müvekkilinin diğer haklarının davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, işe iade kararının davalı tarafça uyulmaması halinde feshin kötü niyetli olduğunun dikkate alınarak 8 aylık brüt ücreti tutarında tazminatın haklarının davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, 674 sayılı Olağanüstü KHK ile şirketin kayyumluk görevinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu"na devredildiği, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Yönetim Kurulu oluşturulduğunu, bu yönetim kurulu değişikliği ile şirket yönetim işleyişinde bazı değişiklikler olduğunu, davacının kadrosu da dahil olmak üzere çok önemli kadroda değişiklik yapıldığını, koordinatörlük gibi önemli görevde rotasyon yapmanın mümkün olmadığını, davacının başka bir kadroda istihdamının söz konusu olamayacağını, iş akdinin feshinin geçerli sebebe dayandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacıya yöneltilen fesih yazısının açık ve anlaşılır olmadığı, fesih nedeninin de belirtilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirkete FETÖ/PDY soruşturmaları çerçevesinde .... Sulh Ceza ve Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/342 esas sayılı kararlarıyla Ceza Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde yönetim ile görevli kayyım atanması yapıldığı, ilgili olağanüstü KHK"ler ile bu görevin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu"na verildiği, TMSF tarafından yönetim kurulu oluşturulduğu, şirketin işleyişinde bazı değişikliklere gidildiği, bu değişikliğin bir parçası olarak da bazı üst düzey çalışanların iş akitlerine son verildiği, iş pozisyonu itibariyle de davacının iş akdinin de bu çerçevede feshedildiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1-b 2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. 4857 sayılı Kanun"un 19. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 18. maddesi kapsamında kalan işçinin iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshetmek isteyen işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Yazılı fesih bildiriminin de, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde içermesi zorunludur. Yazılı şekil şartına uymamak ve yazılı fesih bildiriminde, fesih sebebinin açık ve kesin olarak gösterilmemesi, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesi anlamında feshin geçersizliği sonucunu doğurur.
Yine aynı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacı 01.01.2010-18.11.2016 tarihleri arasında davalı kurum nezdinde son olarak Kurumsal İletişim ve Raporlama Koordinatörü olarak çalışmıştır. Dosya kapsamında yer alan 18.11.2016 tarihli fesih bildirimine ilişkin belgede, davalı şirkete FETÖ/PDY soruşturmaları çerçevesinde Kayseri 2. Sulh Ceza ve Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/342 esas sayılı kararlarıyla Ceza Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde yönetim ile görevli kayyım atanması yapıldığı, ilgili olağanüstü KHK"ler ile bu görevin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu"na verildiği, TMSF tarafından yönetim kurulu oluşturulduğu, şirketin işleyişinde bazı değişikliklere gidildiği, bu değişikliğin bir parçası olarak davacının çalıştığı Kurumsal İletişim ve Raporlama Koordinatörlüğü kadrosunun kapatıldığı, bu sebeple iş sözleşmesinin İş Kanununun 18. maddesi uyarınca feshedildiği belirtilmiş ise de fesih bildirimi davacıya tebliğ edilmemiştir. İlgili belgenin altı davacının tebellüğden imtina ettiği gerekçesiyle Yücel Doğan isimli kişi tarafından imzalanmış ise de davacının tebellüğden imtina ettiği hususu davalı tarafından ispatlanamamıştır. Ayrıca davacının imzasını taşıyan "Çalışma Belgesi" başlıklı 18.11.2016 tarihli belgede de çıkış nedeni olarak "4857 sayılı Kanun-Madde 18 İşverence Fesih" gösterilmiştir. Yine dosya kapsamında yer alan davacı imzasını taşıyan işten çıkış formu ve işten ayrılma formu başlıklı belgelerde de fesih nedeni açık ve kesin olarak gösterilmemiştir. Bu sebeple feshin geçersiz olarak yapıldığının kabulü ile davacı işçinin işe iadesi gerekirken davanın reddi yönünde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi"nin 2017/1985 esas 2017/2426 karar sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için davalı işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 29,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 279,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
9- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine
10-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 03/05/2018 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.