21. Hukuk Dairesi 2016/8280 E. , 2017/10726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...İş Mahkemesi
Davacı murisinin, davalı işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacıların murisinin 1995 yılından 01.02.2004 tarihine kadar davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacıların murisi adına davalı işverence verilen işe giriş bildirgelerinin, hizmet cetvelinin dosya içinde olmadığı, şahsi sicil dosyasının istenmediği, davacıların murisinin kendi nam ve hesabına çalıştığı tanıklarca beyan edildiği halde Bağ-Kur sigortalısı olup olmadığının sorulmadığı, vergi mükellefiyetinin, esnaf odası kaydının bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, davalı adına tescilli bir çok işyeri olduğu anlaşıldığı halde bu işyerlerinin tespit edilmediği, hangi tarihler arasında yasa kapsamında olduğunun davalı Kurumdan sorulmadığı ve tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacıların murisinin hizmet cetvelini, işe giriş bildirgelerini davalı Kurumdan istemek, davalı adına tescilli işyerlerinin sicil numaralarını davalı Kurumdan sormak, işyerlerinin hangi tarihler arasında yasa kapsamında olduğunu sorup bu işyerlerinin dönem bordrolarını getirtmek, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, davacıların murisinin ahırlarının bulunduğu adreste ve davalı işyeri adresinde,... ... Kurumu, ... ... ... odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek davacıların murisinin çalışmasının niteliği, kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığı hususunda yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine , 18.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.