21. Hukuk Dairesi 2016/9506 E. , 2017/10709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/10/2012 tarihinden 15/07/2013 tarihine kadar davalı işverenin yanında hizmet aktiyle çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, SGK ... İl Müdürlüğü"nün 16/07/2003 tarih, 2013/ST/017 sayılı denetim raporu ile sabit olduğu, dinlenen davacı tanıkları ve resen celbedilen bordro tanıklarının somut bilgiler veremeyip inandırıcı bulunmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya ait 17.06.2013 tarihli işe giriş bildirgesinin mevcut olduğu, sadece 2013 yılınının 6. ayına ait bordronun dosyada mevcut olduğu; bordro tanığı olarak tespit edilen bir tanığın dinlendiği ve davalı işverenin adresinde ihabar üzerine yapılan denetimde SGK ... İl Müdürlüğü"nün 16/07/2003 tarih, 2013/ST/017 sayılı denetim raporunun düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının 15.07.2013 tarihinde kaza geçirdiği; buna ilişkin ceza dosyasının dosyaya eklenmediği, kurum tarafından yapılan denetim raporunda tespit edilen işçilerin işe başlangıçlarının rapor günü ile aynı olduğu fakat eklerinin tamamının incelenip değerlendirilmediği ve uyuşmazlık konusu döneme ilişkin bordroların tümü getirtilmeden uyuşmazlık konusu dönemin tamamını bilebilecek bordro tanıklarının dinlenmeden eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidildiği görülmektedir.
Yapılacak iş; SGK ... İl Müdürlüğü"nün 16/07/2003 tarih, 2013/ST/017 sayılı denetim raporu ve eklerinin tamamı getirtilerek raporda davacının imzasının bulunup bulunmadığını tespit etmek imzası varsa davacıyı bağlayacağını gözeterek karar vermek; imzası yoksa uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde Kurumdan dönem bordrolarını, ücret bordrolarını, puantaj kayıtlarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, davacının geçirdiği kazaya ilişkin ceza dosyasını dosya arasına alarak değerlendirmek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.