12. Ceza Dairesi 2019/9247 E. , 2021/3435 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan...4. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.03.2015 tarihli ve 2014/188 esas, 2015/143 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) ... davası olarak bilinen ... Hükümetini Cebren İskat veya Vazife Görmekten Men Etmeye Teşebbüs suçundan 06.06.2011-19.06.2014 tarihleri arasında 1109 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 823.747,00 TL maddi ve 2.000.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 311,80 TL yatak, yol, iaşe bedelinin 06/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile,17.000,00 TL ödeme yaptığı vekalet ücretinin 06/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 8.850,00 TL ödediği vekalet ücretinin 28/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 16.650,00 TL ailesinin cezaevine gidiş geliş masrafı olan giderin 01/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 420.000,00 TL manevi tazminatın 06/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda çok fazla manevi tazminata hükmolunması, beraat kararı ile birlikte ödenen veya ödenmesi gereken miktardan daha fazla vekalet ücreti ödenmesi halinde, fazlaya ilişkin bu bedelin davacıya maddi tazminat kapsamında ödenmesi gerektiği, böyle bir durumda da avukata ödenen paranın serbest meslek makbuzu veya geçerli bir belge ile ispatlanıp, ödemenin hüküm tarihinden önce yapılması gerektiğinin araştırılmaması, davacının cezaevinde iken 2014 yılı Ocak ayında emekli edildiği, tutuklu olmasaydı emekli iken başka bir işte çalışabileceği göz önünde bulundurularak, emekli olduğu tarihi izleyen 13/01/2014 tarihinden tahliye edildiği 19/06/2014 tarihine kadar geçen süreye karşılık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak miktarın gelir kaybı olarak ödenmesine karar verilmemesi,mükerrer davaların olup olmadığı hususunda araştırma yapılması gerektiği gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 8.500,00 TL maddi tazminatın 06.07.2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, 8.500,00 TL maddi tazminatın 17.08.2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, 4.427,40 TL maddi tazminatın 13.01.2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, 250.000,00 TL manevi tazminatın 06.06.2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesinde;
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki hükmolunan manevi tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin tebliğnamedeki bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, manevi tazminat miktarının fazla olduğuna, reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ilişkin, davacı vekilinin, maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Bozma ilamı sonrası Dairemizce gidilen görüş değişikliğine göre; tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında beraat etmesi nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerekmekte ise de, 29.05.1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücretinin, yargılama giderleri kapsamında olduğu ve asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği dikkate alınarak, maddi tazminat talebinin vekalet ücretine ilişkin olan kısmının reddine karar verilmesi lüzumu,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan a ve b paragraflarındaki maddi tazminata ilişkin bölümlerin tamamının hükümden çıkarılarak ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.