(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2014/15733 E. , 2015/3236 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Dava dilekçesinde, soybağının reddine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av...geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılar adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde, ..."nın ... ile evliyken ... ile gayri resmi ilişkisinden ... ile ..."in doğduğunu, Almanya"da alınan rapor doğrultusunda çocukların babasının ... olduğuna dair karar alındığını ileri sürerek çocukların gerçek babasının davalı ... olmadığının tespiti ile soybağının reddini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 284. maddesinde; "Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır: 1. Hakim maddi olguları re"sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. 2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 292. maddesinde ise; “(1) Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir. (2) Üçüncü kişi tanıklıktan çekinme hakkı bulunduğunu ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınamaz." hükümleri getirilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ... ile ..."ın 05.05.1990 tarihinde evlenip, 17.12.1997 tarihinde boşandıkları, 13.03.1993 de ..."in 06.10.1997 de de ..."in doğduğu, çocuklar adına anne ..."in velayeten eldeki davayı açarak ... ile evliyken ... ile evlilik dışı ilişki yaşadığını, bu ilişkiden ..."in olduğunu, Almanya"da alınan DNA raporu ile çocukların babasının ... olduğuna dair karar alındığını ileri sürerek, çocukların gerçek babasının davalı ... olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesini istediği, daha sonra çocuklara kayyım atandığı ve kayyımın davaya devam ettiği, DNA raporu almak için kesin süre verilmesine dair ara kararı alınmasına rağmen gereklerinin yerine getirilmediği gibi davacının Almanya yetkili mahkemesinde yapılan yargılamada kullanılan DNA incelemesine ilişkin raporun esas alınması isteminde bulunduğu, yabancı ülke(Almanya) mahkemesinin babalığın tespitine ilişkin kararının ülkemizde henüz tanınmadığı, mahkemece yabancı mahkeme kararının tanınamayacağının açık olduğu ve Almanya"da alınan DNA raporunun ülkemizdeki usule uygun olduğuna dair delil sunulmadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava, Türk Medeni Kanunu"nun 286. ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağının reddi istemine ilişkin olup, yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında, bu talep çerçevesinde mahkemece tarafların iddia ve savunmaları da gözetilerek, soybağının reddi iddiası ile ilgili olarak DNA testi yaptırmak üzere taraflara meşruatlı davetiye çıkarılıp test için gerekli kan ve doku örneklerinin verilmesi, aksi taktirde zor kullanılarak bu incelemenin yaptırılacağı hususu ihtar edilmeli, ihtara rağmen taraflar gelmez veya gelir de kan örneklerini vermez ise bu incelemelerin zor kullanılarak yapılmasına karar verilerek DNA testi yaptırılıp alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.