4. Hukuk Dairesi 2016/4580 E. , 2016/6853 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/07/2015 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle açılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin .. hesap sorumlusu olarak çalıştığını, 2013 yılının temmuz ayında .. davalı ..."un bu birime amir olarak atandığını, davalının müvekkilinin amiri olarak görev yaptığı süre boyunca müvekkiline kanun, yönetmelik ve yönergelere aykırı emir ve talimatlar verdiğini, müvekkilinin verilen bu hukuka aykırı emir ve talimatları yerine getirmediğinden, davalı tarafından hakkında tutanaklar düzenlendiğini ve bunun sonucunda .. bünyesinde bir kadroya atandığını, davacının bu atama işleminin iptali için .. açtığı dava sonucunda atama işleminin iptaline karar verildiğini, davacının atama nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, ailesinden uzak kaldığını, zor günler geçirdiğini, davalının bu şekilde müvekkiline yönelik haksız suç isnadı ve şikayetleri olduğunu,bunlardan bereat ettiğini iddia ederek manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece, davalının tutmuş olduğu tutanakların haksızlığının adli ve idari soruşturmalar ve koğuşturmalar neticesinde açıkça belli olduğu, birim amirinin kendi emrinde çalışan personeli hakkında istediği gibi tutanak düzenleyemeyeceği,yapılan haksız işlemler nedeniyle davacının manen zarar gördüğü gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda, .. olarak görev yapan davalının, görevi sırasında ve görevinden dolayı zarara sebebiyet verdiği ileri sürülmektedir. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 13/1. maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir.
Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile işin esasına girilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.