17. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/4322 Karar No: 2019/12355 Karar Tarihi: 23.12.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4322 Esas 2019/12355 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2017/4322 E. , 2019/12355 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yargılaması sonunda verilen davanın reddine dair hükmün tetkiki davacı İdare vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı İdare vekili, kamu borçlusu davalı .... Tic. Ltd. Şti."den alacağın tahsili için 6183 sayılı yasa uyarınca takip başlatıldığı, şirket ortaklarının borçtan şahsi olarak sorumlu olmaları nedeniyle şirket ortağı ... aleyhine düzenlenen ödeme emirlerinin adı geçene 06/06/2012 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, yapılan araştırmada borçlu ..."ın ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 134 ada, 40 parsel sayılı taşınmazını kızları diğer davalılara devrettiğinin öğrenildiği, temlikin muvazaalı olup, bağışlama hükmünde olduğu belirtilerek, tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar ... ve ... açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, vergi borcu ve tebliğ doğmadan yapılan devir işlemlerinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla hareket edildiğini ve bağışlama hükmünde olduğunun kabul edilemeyeceğinden bahisle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, istinaf mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle, davacı vekilinin istinaf istemini reddetmesi üzerine, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 SK"nun 24. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 SK"nun 26.maddesinde tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir. Somut olayda dava konusu taşınmaz 27.11.2007 tarihinde davalı ... davalı kızları ... ve ...’ya satılmış, eldeki dava ise 30.10.2015 tarihinde açılmıştır. Bu durumda, mahkemece hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken farklı gerekçeyle reddine karar verilmiş ise de bu husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi"nce esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre; usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi sonucu itibariyle doğru olan kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi"nce verilen sonucu itibariyle doğru olan kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA; HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"ne, Dairemiz karar örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 23/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.