14. Hukuk Dairesi 2016/10324 E. , 2018/9402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.01.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tazminat isteminin kabulüne dair verilen 21.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenicinin temliki ile kazanılan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; davalılardan ... ... köyünde kain 2912 parsel sayılı taşınmazın müteahhidi, diğer davalılar ise bu taşınmazın mal sahipleri olduğunu, davalıların kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, davacının 23/01/2011 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine istinaden davalılardan ..."in sahibi olduğu ... Müteahhitliğin üstlendiği ... köyünde kain 2912 parsel sayılı taşınmazın ... Blok... Kat ... No"lu bağımsız bölümünü haricen satın almış olduğunu, gerek kendi adına, gerekse eşi ... adına davalı ..."nin yetkilisi-kayınbiraderi ... "e ödemeler yapmış, ancak bu bağımsız bölümün başka birisine satıldığını öğrendiklerini, davalıların ne bağımsız bölümü, ne de bedelini vermediğini, davalı ..., hak kazandığı bağımsız bölümlerin bir kısmının tapusunu alamadığı için 8 adet bağımsız bölüm yönünden diğer davalılar aleyhine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/627 E. sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açtığını ve ... Blok ... No"lu bağımsız bölüm,... Blok ... No"lu bağımsız bölüm,... Blok ... No"lu bağımsız bölümün tapu kaydına el değiştirmemesi yönünden tedbir koydurduğunu beyan ederek davanın terditli dava olduğunun kabulü ile, öncelikle ... köyünde kain 2912 parsel sayılı taşınmazda ..."in tedbir koydurduğu bağımsız bölümlerden konum ve bedel olarak en uygun olanının tapusunun iptali ve davacı ... adına tesciline, bu talebin kabul edilmediği takdirde davacıların ödedikleri ve alacaklı oldukları paraların ödeme-vadi tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ..."den tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacılar vekili 17/02/2014 tarihli tavzih dilekçesiyle; davalarının HMK 107"ye göre belirsiz alacak ve tespit davası olduğunun kabulü ile, öncelikle davalılar ... ve ... adına kayıtlı ... köyünde kain 2912 parsel sayılı taşınmazdaki ... Blok ... No"lu bağımsız bölüm ve ... Blok ... No"lu bağımsız bölümlerin tapularının iptali ile davacı ... adına tesciline, bu talep kabul edilmediği takdirde davacının ödediği 42.000,00TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren 155.500,00TL Tutarındaki senede bağlanmış alacaklarının ise vade tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteahhit ..."den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Arsa sahibi davalılar ... ve ...; 15 No"lu bağımsız bölümün yükleniciye değil kendilerine düştüğünü, davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı yüklenici ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın tapu iptali ve tescil istemi yönünden reddine, tazminat istemi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un;
1- “Amaç” kenarbaşlıklı 1. maddesinde, “(1) Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.”,
2- “Kapsam” kenar başlıklı 2. maddesinde, “(1) Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.”
3- “Tanımlar” kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının;
a) “i” bendinde, “Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
b) “k” bendinde, “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
c) “l” bendinde, “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”,
4- “Tüketici mahkemeleri” kenar başlıklı 73. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “(1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
(2) Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2014 tarihli ve 2013/13-2166 Esas, 2014/709 Karar, sayılı kararı da bu yönde değerlendirmeler içermektedir.
Somut olayda da; davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan ve dava konusu bağımsız bölüm konut niteliğinde olduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.