12. Ceza Dairesi 2019/13946 E. , 2021/3432 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan ... Başsavcılığının 2013/4397 soruşturma sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçundan 27.05.2011-26.07.2011 tarihleri arasında 65 gün tutuklu kaldığı, yapılan soruşturma sonunda Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verildiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 1.284,08 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede tazminat talebinin dayanağını oluşturan ... Başsavcılığı"nın 2013/385 soruşturma sayılı dosyası ile ... Başsavcılığı"nın 2013/4397 soruşturma sayılı dosyası arasındaki bağlantı tespit edilerek, davacının hangi suç ya da suçlardan, hakkında yürütülen soruşturma dosyalarından hangisine esas olmak üzere tutuklandığı dosya içeriğinden anlaşılamadığından, davacı ile ilgili sorgu zaptı, tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri dosya içine alınarak; tutuklamanın hangi suç yada suçları kapsadığı, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi, davacının tutuklanmasına neden olan suç ya da suçlardan verilen kararların kesinleşip kesinleşmedikleri, kesinleşmiş olmaları halinde kesinleştikleri tarihlerin tespiti ile koruma tedbirleri nedeniyle tazminat verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK"nın 141/1. ve devamı maddelerinde belirtilen şartların bulunup bulunmadığının şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, sonradan ıslah talebinde de bulunulmadığı dikkate alınmadan, talepten fazla olacak şekilde maddi tazminata hükmedilmesi, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 1.000,00 TL maddi, 1.500,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın reddi gerektiğine, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacı vekilinin 27.02.2019 tarihli davalı vekilinin de bulunduğu duruşmada tazminat miktarı açısından ıslah talebine yönelik süre talebinde bulunduğu, yerel mahkemece bozmadan sonra ıslah olamayacağı gerekçesi ile ıslah talebinin reddine karar verildiği görülmekle; 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek, mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
2-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.