10. Hukuk Dairesi 2018/2816 E. , 2019/9865 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir 1. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespitine istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer"i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer"i müdahil Kurum vekillerince istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 25.12.2014 - 03.07.2015 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... vekili, 18.02.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, davacının halen reşit olmadığını, dava açma olanağının bulunmadığını, çırak olarak işe alınıp, sigortalı konumunda çalışmasının bulunmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekili, davacının davalı işyerinde 03.07.2015 tarihinde 1 günlük bildiriminin yapıldığının tespit edildiğini, iddiasını yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
... T.C. kimlik ve ... . numaralı davacı ...’un, davalı işveren ...’a ait ... sicil sayılı işyerinde 25.12.2014 – 03.07.2015 tarihleri (talep) arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 190 gün çalıştığı, 190 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin TESPİTİNE," karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili, davacının işyerinde çırak olarak çalıştığını, Yargıtay"ın yerleşik içtihatları gereği çalışma olgusunun hiçbir şüpheye yer verilmeyecek şekilde yazılı belge, bordro tanıkları ve komşu işyeri çalışanlarının ifadeleri ile ispatlanması gerektiğini, davacının iddiasını yazılı delil ve tanık beyanlarıyla ispatlayamadığını beyanla, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekili, hizmet tespit davalarında öncelikli olarak işçinin imzası bulunan ve ihtirazi kayıt içermeyen ücret bordrolarında yer alan hizmet süresine itibar edilmesi gerektiğini, tanık beyanlarına dayalı eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini beyanla, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
HÜKÜM :
Yukarıdaki nedenlerle,
İzmir 1. İş Mahkemesi"nin 15.03.2017 tarih, 2015/522 Esas ve 2017/65 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekili ile fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ve fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekili İstinaf mahkemesince verilen kararın eksik araştırma olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
İnceleme konusu davada, davacı, davalı işverene ait iş yerinde 25.12.2014 - 03.07.2015 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı sigortalı olarak çalıştığını belirterek hizmetinin tespitini istemiş, Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun"un 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, "sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez." Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, çırak olarak çalışılıp çalışılmadığı, ağır ve tehlikeli işkolunda 18 yaşından küçük sigortalının yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında çalışma olgusunun ne şekilde ifa edildiği yöntemince araştırılmalıdır.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, davacı sigortalının işyerinde geçirdiği işkazasına ilişkin İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesince açılan 2016/135 E sayılı kamu davası ile İzmir 3 İş mahkemesince tazminat davasının celbedilerek incelenmediği komşu işyeri tamıklarının dinlenmediği, davacının İşkur müracaatının olup olmadığı, davalı işyerinde istihdamına ilişkin İş-Kur vasıtası ile yerleştirmenin olup olmadığı, salt tanık ... ’nin beyanına dayalı karar verildiği, belirlenen hususları daha detaylı araştırılarak uyuşmazlık konusu dönem, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ve fer"i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.