14. Hukuk Dairesi 2016/10050 E. , 2018/9380 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.10.2012 gününde verilen dilekçe ile mera taşınmazına müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme tazminatı talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı Saraycık Köyü, dava konusu ... mevkindeki merada bulunan suyu davalının kendi taşınmazına su götürmek amacıyla kanal açarak meraya müdahalede bulunduğunu belirterek davalının meraya elatmasının önlenmesine, taşınmazın eski hale getirilmesine ve eski hale getirme bedeli olarak 1.000,00TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın ... Köyü sınırları içerisinde olduğunu, su tespit ve kanal açma çalışmalarının ... Köyü tarafından yapıldığını belirterek husumetten davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ilk kararda pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekilinin temyiz etmesi üzerine; Dairemizin 27.09.2013 tarih, 2013/7297-12295 E-K sayılı ilamı ile; davalının kanal açmak suretiyle merada bulunan suya elatma eylemini kendi nam ve hesabına yapıp yapmadığı hususunun tespit edilmesi, davalının kendi nam ve hesabına elatma eylemini gerçekleştirdiğinin anlaşılması durumunda, davanın esasının incelenmesi, davalının elatma eylemini dava dışı Kızılca Köyü nam ve hesabına yaptığının anlaşılması durumunda ise davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gereğince hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece; Davanın kabulü ile; davalı tarafından dava konusu meraya yapılan el atmanın önlenmesine ve kal"ine, eski hale getirme bedeli olan 500,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinine göre hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı HMK"nın 326. maddesinde hüküm verilirken kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre mahkemece karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinine göre, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eski hale getirme bedeli olarak 500,00 TL’ye hükmedilmesi nedeni ile 500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de; bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hüküm kısmının 3. bendindeki "hesaplanan 500,00TL" ibarelerinin çıkartılarak yerine "1.800,00 TL maktu" ibaresinin yazılmasına, HUMK"nın 438/7 maddesi gereğince kararın değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.