1. Hukuk Dairesi 2017/1034 E. , 2018/9910 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları Halil’in maliki olduğu 28 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında kimlik bilgilerinin “... oğlu ....” olarak kayıt edildiğini, nüfus kaydına uygun olarak kimlik bilgilerinin “... ... oğlu, ...” olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, idari yönden itiraz yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının tapu kaydındaki yanlışlığın düzeltilmesi amacıyla dava açmadan önce 30.04.2015 tarihinde .... Tapu Müdürlüğüne başvurduğu, anılan tapu müdürlüğünün 02.07.2015 tarihli kararı ile davacının düzeltme isteğinin, talebin mülkiyet aktarımına neden olacağı gerekçesiyle reddedildiği, davacının itiraz yoluna başvurmaması üzerine red kararının kesinleştiği ve eldeki davanın açıldığı kayden sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Bakanlar Kurulunun 27.07.2013 tarih ve 2013/5150 sayılı kararı ile kabul edilerek 17.08.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinde ‘’ (1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;
a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflı ilmuhaber,
./..
b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istem yevmiye defterine kaydedilerek düzeltilir.
(2) Zeminde inceleme, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılır ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenlenir. Zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinlenir; vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılır.
(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkralar uygulanır.
(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan Tüzüğün 75/4. maddesinde düzenlendiği üzere, tapu kaydında düzeltim istemli bir dava açmadan evvel müdürlüklere başvuru yapılması zorunlu tutulmuş ise de, bu zorunluluğun müdürlüğün verdiği kararlara karşı itiraz yollarının tüketilmesi aşamasını kapsamadığı ortadadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.11.2016 tarih 2015/1-3648 Esas, 2016/1073 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, dosyada mevcut red kararı bulunmasının yeterli olduğu kanaat edilmiştir.
Somut olaya gelince; davacının tapu müdürlüğüne başvurduğu fakat itiraz yoluna başvurmadan dava açtığı anlaşılmakla, davacının başvuru zorunluluğunu yerine getirdiğinden bahisle işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır.
Hal böyle olunca, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.