11. Hukuk Dairesi 2019/5184 E. , 2020/440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28/03/2019 tarih ve 2018/437 E- 2019/202 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 09/09/2019 tarih ve 2019/1399 E- 2019/1069 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2019 tarih ve aynı sayılı ek kararı ile, 09.09.2019 tarihli kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş olup bu kez ek kararın davalı vekilince temyiz edildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili tarafından sigortalısına ödenen bedelin rücuu için Irmak İnşaat Taah. Arıtma Dış Tic. San. Ltd. Şti."nin aleyhine Antalya 1. İş Mahkemesinin 2014/394 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, anılan şirketin kaydının Ticaret Sicilinden 13/08/2014 tarihinde terkin edildiğini, tebligat ve diğer usuli işlemlerin yapılabilmesi için Irmak İnşaat Taah. Arıtma Dış Tic. San. Ltd. Şti."nin ihyası gerektiğini ileri sürerek davalı şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre;Irmak İnşaat Taah. Arıtma Dış Tic. San. Ltd. Şti."nin 13/08/2014 tarihinde terkin edildiği, şirketin Antalya 1. İş Mahkemesi"nin 2014/394 Esas sayılı dosyasının tarafı olduğu, davacının Ticaret Sicilindeki terkin kaydının kaldırılması isteminde hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Antalya 1. İş Mahkemesi 2014/394 Esas sayılı dosyasındaki usuli işlemlerin yapılması açısından İstanbul Ticaret Odası"nın 372590 Sicil numarasında kayıtlı Irmak İnşaat Taah. Arıtma Dış Tic. San. Ltd. Şti."nin ihyasına, tasfiye memuru olarak eski ortaklardan ..."nin atanmasına ve davalı dava açılmasına neden olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; 6102 sayılı TTK geçici 7.maddenin 4-a maddesi gereğince Ticaret Sicilinin terkin işlemi yapılmadan evvel şirket tüzel kişiliğine ve şirketi temsil ve ilzam edenlere ayrı ayrı ihtar yapıldığının belirlenemediği ve bu yolda bir belge sunulmadığı, ayrıca aynı kanun maddesinin 2. bendi gereği davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatifler hakkında bu madde hükümleri uygulanmayacağı, Ticaret Sicil Müdürlüğü"nün re"sen terkin işlemi anılan yasaya uygun olmadığından, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf
başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının 4. Bendinin HMK"nun 353(1)b-2 gereği kaldırılmasına, davacı vekili yararına 2.725 TL vekalet ücreti ve 42-TL yargılama giderinin davalıdan tahsiline kesin olmak üzere karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuşsa da, mahkemece verilen 25.10.2019 tarihli ek kararla şirketin ihyasına ilişkin verilen kararların kesin olması nedeniyle HMK 346/1. maddesi uyarınca temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Bu kez temyiz isteminin reddine dair ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, 6102 sayılı TTK"nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re"sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, yukarda açıklandığı gibi davacının ihya talebinin kabulüne karar verilmiş, davacı SGK vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararının (4) numaralı bendinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair kesin olmak üzere karar verilmiştir.
HMK 382/1 maddesinde, uyuşmazlığın, hangi ölçütlere göre çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıklanmış, Yasa"nın 382/2. maddesinde çekişmesiz yargı kapsamında olan işler sayılmış, şirket ihyası davaları bu madde kapsamında çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmemiş olup, şirket ihyası kararlarının temyizinin kabil olduğu anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesi’nin 25.10.2019 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Esas karara yönelik davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b-2. maddesi "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir." hükmünü haiz olup, anılan hüküm doğrultusunda Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca sadece hükmün 4. bendinin kaldırılmasına karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle ve HMK’nın 369/1. ve 371. maddeleri uyarınca bozulması gerekmiştir.
3- Kabule göre de; 6102 sayılı TTK"nın geçici 7/3. bendi "Bu madde kapsamındaki şirket ve kooperatifler; ilgili Ticaret Sicili Müdürlüğünce resen veya herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacak şekilde, ticaret sicili kayıtları üzerinden yapılacak incelemeyle tespit edilir." şeklinde düzenlenmiş olup Kanun, anılan madde ile Ticaret Sicil Müdürlüklerine re"sen harekete geçip işlemleri sonuçlandırma görevi yüklemiştir. Aynı Kanunun 4. maddesinde de “Ticaret sicili müdürlüklerince; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda mahkemece, ticaret sicil müdürlüğünün terkin işlemi yapılmadan evvel şirket tüzel kişiliğine ve şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ayrı ayrı ihtar yapıldığının belirlenemediği, re’sen terkin işleminin anılan yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle yargılama giderlerinden davalının sorumlu olduğuna karar verilmişse de; terkin işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının denetlenebilmesi için ticaret sicil evraklarının celp edilip incelenmediği gibi rücu davasının açıldığı tarih itibariyle sicilden terkin işleminin yapılıp yapılmadığı hususunda incelenmeksizin karar verilmesi nedeniyle de kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2019 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin kabulü ile 09.09.2019 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine,15/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.