Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1536
Karar No: 2019/1471
Karar Tarihi: 07.03.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1536 Esas 2019/1471 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı ile davacı arasında ticari ilişkiler nedeniyle alacak davası açılmıştır. Davacı, davalının ödeme yapmadığını iddia etmiş, davalı ise bu iddianın doğru olmadığını savunmuştur. İlk hüküm kabul edilmediğinden dolayı, yeni hükümde davalının usulüne uygun tutulmayan ticari defterleri nedeniyle davacının lehine delil niteliği taşımamaktadır. Davacı, davalıya malzemelerini gönderdiğini, ancak ödeme yapmadığını iddia etmiştir. Davacının iflası sonrasında dava konusu alacak başka bir kişiye temlik edilmiştir. Ancak, temlik belgesinin iflas masası açısından geçerli olup olmadığı henüz belirlenmemiştir. Yargıtay, davanın ertelenmesi ve temlik belgesinin hukuk kurallarına uygunluğunun hadise şeklinde incelenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: İİK. Madde 194.
19. Hukuk Dairesi         2018/1536 E.  ,  2019/1471 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı (temlik alan) vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı (temlik alan) vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı (temlik eden) vekili, davalının müvekkiline yazılı bir sözleşmeye dayanmayan ticari ilişki nedeniyle 17.09.2011 tarihi itibariyle 396.297,87 TL borçlu olduğunu, zira davalının aradaki ticari ilişki bağlamında yapılmış ödemelere karşılık göndermesi gereken güneş enerjisi paket sistemi malzemelerini göndermediğini, davacının malzeme bedelinden kaynaklanan alacaklarının ödenmesi için davalıya ihtarname çekildiğini, ancak davalının karşı ihtarı ile borçlu olmadığını bildirdiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı (temlik eden), 12.11.2014 havale tarihli dilekçesi ile davadaki istemini 396.297,87 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davacı (temlik alan) vekili 30.10.2017 tarihli dilekçesi ile dava konusu alacağı temlik aldıklarını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, aksine aldığı mallar nedeniyle davacının davalıya borçlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece 22.01.2015 tarihinde davanın kabulüne yönelik olarak verilen ilk hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 21.01.2016 gün, 2015/5613 E.-2016/483 K. sayılı ilamı ile gerekçesiz olduğundan bahisle bozulmasına, sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın satış sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması sebebiyle lehe delil niteliği bulunduğu ve ancak davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olması sebebiyle lehe delil niteliğinde bulunmadığı, davacı tarafça mal bedelinin gönderilmesine bağlı olarak mal sevkiyatının yapıldığı, taraflar arasında sadece Mayıs 2011 ayında 2 adet sevke bağlı olarak konsinye mal teslimi gerçekleştiği, davacı tarafça konsinye malların satılıp satılmadığı hususunda davalı tarafa bildirimde bulunulmadığı, davacının söz konusu malları davalıya iade etmediği, dava tarihinden önceki dönemi ilgilendiren malzemelere ilişkin 27.10.2010 tarih ve 161.280,00 TL’lik fatura bedelinin de davalı alacağı olarak değerlendirilip, davacıya olan borçtan tenzil edilmesinin hakkaniyete uygun olduğu, bu şekilde davacının davalıdan 235.017,87 TL alacaklı olduğu ve davalının 28.02.2012 tarihinde temerrüde düştüğü gerekçesiyle davanın anılan bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı … Ltd. Şti. dava devam ederken 17.10.2017 tarihinde iflas etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.’nun 194. maddesi uyarınca davanın alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonrasına ertelenmesi, iflas masasının davanın akıbeti hakkında karar vermesine imkân tanınması gerekirken, bu hususta herhangi bir işlem yapılmamış olması doğru görülmemiş, hükmün bu yönden re’sen bozulması gerekmiştir.
    Her ne kadar davacının iflasından sonra 30.10.2017 havale tarihli bir dilekçe ile dava konusu alacağı temlik aldığını belirterek davacının yerine geçen ..., davacının iflas etmesinden önceki 22.09.2017 tarihli adi yazılı şekilde düzenlenmiş bir temlik belgesi sunmuş ise de, bu temlikin iflas masası açısından geçerli bir temlik olup olmadığının iflas hukuku kuralları gereğince hadise şeklinde incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece yine kamu düzeninden olan bu hususta inceleme yapılmamış olması da doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair, davacının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdiren 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan (temlik alan) alınarak davalıya verilmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi