10. Hukuk Dairesi 2018/4079 E. , 2019/9859 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bolu İş Mahkemesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Dava, süresinde ödenmeyen 2016/4-7-8-9-10. aylara ait prim, işsizlik sigorta primi, damga vergisi kalemlerine ilişkin borçların tahsili amacıyla davalı Kurumca başlatılan 24 adet icra takibinde, prim borçlusu davacı, dava dışı borçlu ... Eğitim A.Ş.’deki yönetim kurulu üyeliğinin 2016 Temmuz ayı öncesinde sona erdiğini belirterek ödeme emirlerinin iptalini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı SGK, kurum işleminin yerindeliğinden bahisle davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kabulü ile, davalı Kurum tarafından davacıya gönderilen 2017/010163, 2017/010164, 2017/010165, 2017/010166, 2017/010167, 2017/010168, 2017/010169, 2017/010170, 2017/010171, 2017/010175, 2017/010176, 2017/010177, 2017/010185, 2017/010186, 2017/010187, 2017/010188, 2017/010189, 2017/010190, 2017/010197, 2017/010198, 2017/010199, 2017/010208, 2017/010209, 2017/010210 takip nolu ödeme emirlerinin davacı yönünden iptaline karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
Davalı Kurum vekilinin, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili, Kurumun tahsil ve takip işlemlerinin mevzuata uygun olduğunu, davacının 5510 sayılı Kanun"un 88"inci maddesine göre Kurum alacağından sorumlu olduğunu, alacağın zamanaşımına uğramadığını, dava öncesinde başvuru koşulunun yerine getirilmediğini belirterek davanın reddinine karar verilmeli gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi Kararının kaldırılmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-506 sayılı Yasa, öngörülen istisnaları dışında 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 106’ıncı maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, anılan Kanunun 108. maddesi hükmü gereği 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve bu tarihten sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanunun 88/20’inci maddesi ile “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
5510 sayılı Yasanın 88/1. maddesi hükmüne göre ise “4"üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder” Görüldüğü gibi kanun, primlerin ne zaman ödeneceğini belirlememiş, bu konuda Kuruma yetki vermiştir.
29.5.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği madde 108’e göre işverenler, Kanunun 4 üncü ve 5 inci maddelerine tabi çalıştırdığı sigortalılara, sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalılara, 4857 sayılı İş Kanununun 7"nci maddesine göre iş görme edimini yerine getirmek üzere başka işverene geçici olarak devrettiği sigortalılara ilişkin primleri bu maddede öngörülen sürelerde öderler denilmiş, maddenin devamında ise 4/I-a sigortalıları yönünden primlerinin ödeme zamanı belirlenmiştir. Buna göre,
a) Ayın 1’i ile 30’u arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan sigortalılar için en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın son gününe kadar,
b) Ayın 15’i ile müteakip ayın 14’ü arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan sigortalılar için en geç belgenin ilişkin olduğu dönemi izleyen takvim ayının 14’ü ne kadar, işverenlerce Kuruma ödenir.
29.5.2016 tarihli Resmi Gazetede yapılan değişiklikten önce SSİY madde 108’de,Kanunda belirtilen sigorta primleri, Kurumca çıkarılacak tebliğde belirtilecek süre içinde Kuruma ödeneceği hükmü vardı. Yani sigorta prim ödeme sürelerini belirleme yetkisi İşveren Uygulama Tebliğine bırakılmıştı. 01.09.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan İşveren Uygulama Tebliğinin 2.4 maddesine göre ise, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyecekleri belirtilmişti.
Bu düzenlemeler uyarınca, primlerin ödenmesi gereken son gün itibariyle de olsa, kişiler yukarıda açıklanan statüde oldukları dönemlerde ödenmesi gereken ve tahakkuk eden primlerden sorumlu tutulmalıdırlar.
Davadışı borçlu ... Eğitim A.Ş.’deki yönetim kurulu üyeliğinden dolayı 2016/4-7-8-9-10. aylarına ilişkin prim, işsizlik sigorta primi ve damga vergisi kalemlerinden oluşan borçları nedeniyle kurum tarafından takip yapıldığı anlaşılan davacının, ödeme emri dönemlerinin yönetim kurulu üyeliği sonrasına ilişkin olduğundan bahisle ödeme emirlerinin iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmakta olup; davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 88’inci maddesidir.
Davacının 26.11.2015 tarihinde olağan üstü genel kurul neticesinde, yönetim kurulu başkanvekili olarak seçildiği, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 03.06.2016 tarih ve 9089 sayılı nüshasında ilan edilen, 18.05.2016 tarihli genel kurul kararı ile 19.05.2016 tarihli yönetim kurulu kararlarının incelenmesinde, davacının genel kurulda yönetim kurulu üyesi seçilmediği ve böylece 18.05.2016 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyesi olmadığı ve Bolu Ticaret Sicil Müdürlüğünün 10.04.2017 tarih ve 821 sayılı yazısında, davacının 04.12.2015 tarihinde başlayan yönetim kurulu üyeliğinin 24.05.2016 tarihinde sona erdiğinin belirtildiği belirgindir. Mahkemenin, davacının yönetim kurulunda bulunmadığı 2016/7. ay ve sonrası dönem yönünden, ödeme emrirlerinin iptali yerinde ise de, 2016/4. aya ilişkin Kurum alacağı yönünden prim borcunun doğduğu tarihte sorumlu olması gerekirken aksi kabul yerinde değildir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ilk derece mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.12.2019 oybirliğiyle karar verildi.