20. Hukuk Dairesi 2015/16979 E. , 2017/4704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ....Köyü 112 ada 25 parsel sayılı 5.896,08 m² yüzölçümlü taşınmaz senetsizden tarla vasfıyla ... adına; 119 ada 18 parsel 2.059,91 m², yüzölçümlü taşınmaz ile senetsizden hali arazi vasfı ile Hazine adına, 119 ada 43 parsel sayılı 6.427,19 m² yüzölçümlü taşınmaz senetsizden hali arazi vasfı ile Hazine adına tespit görmüş daha sonra vasfı mera olarak değiştirilmiştir, 109 ada 29 sayılı parsel 2.393.707,35 m² yüzölçümü ile orman vasfıyla Hazine adına tesbit edilmişlerdir.
Davacı dilekçesinde; çekişmeli 112 ada 25, 119 ada 18 ve 43 sayılı parseller ile sınırlarını bildirdiği bir taşınmazın (109 ada 29 parsel olduğu anlaşılan) irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, 112 ada 25, 119 ada 18 ve 43 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine tespit gibi tescillerine, 109 ada 29 parsel sayılı taşınmazın dava konusu yapılmadığından karar verilmesine yerolmadığına karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmıştır.
1)Davacının temyize konu ettiği 112 ada 25 parsel, 119 ada 18- 43 parsellere yönelik incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, zilyetlikle kazanma koşulları oluşmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2)Davacının 109 ada 29 parsel nolu taşınmaz yönünden temyiz itirazlarına gelince, davacının dava dilekçesinde sınırlarını bildirmek suretiyle dava konusu ettiği ve 16.03.2009 tarihli celsede de dava konusu yaptığı taşınmazının ada ve parsel numarasını öğrendiğini ve bu taşınmazın 109 ada 29 parsel olduğunu açıkça beyan etmiş olması karşısında mahkemece bu bölümle ilgili inceleme yapılmaması delillerin toplanıp neticesine göre karar verilmesi gerekirken taşınmazın dava konusu yapılmadığından karar verilmesine yerolmadığı yönünde hüküm kurması hatalıdır.
Mahkemece, dava konusu 109 ada 29 parsel sayılı taşınmazı ve tüm çevresini gösterir paftasının ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirilerek, çekişmeli taşınmazın ve komşu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının var ise dayanak belgelerinin, tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtlarının, davalı ise dava dosyalarının ilgili Tapu Müdürlüğünden istenerek dosya içine alınmasına, çekişmeli taşınmazın eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen .... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle
ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı) ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez davacıdan sunduğu tapulardan hangisinin çekişmeli taşınmaza uyduğunu açıklaması istenerek sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, fen ve ziraat mühendisleri huzuruyla keşif yapılmalı ve tapu kayıtları uygulanmalı, keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tanıklardan taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, uzman ziraat mühendisinden taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın tüm yönlerinden fotoğrafları çektirilmeli, teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, gerçek kişiler yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, gerçek kişiler adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: 1)Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle; davacının 112 ada 25 parsel, 119 ada 18 ve 119 ada 43 parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentte açıklanan nedenle davacının 109 ada 29 parsel yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 30/05/2017 günü oy birliği ile karar verildi.