Esas No: 2021/27300
Karar No: 2022/3814
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/27300 Esas 2022/3814 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, bir çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçundan sanık hüküm giymiştir. Temyiz istemleri incelendiğinde, mağdurenin velilerinin şikayetçi olmadıklarının beyan edilmesi nedeniyle vekilin hükmü temyize hak kazanmadığına karar verilmiştir. Sanık müdafisinin temyiz isteminde ise, dosyadaki deliller, kanaat ve takdirlerin yerinde görüldüğü belirtilmiştir. Ancak Adli Tıp Kurumu raporuna göre sanığın eylemi nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulması söz konusu olduğundan, lehe kanun değerlendirmesi yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, eski TCK'nın 103/6. maddesi uygulanmaması ve zincirleme suça ilişkin madde kullanılmaması nedeniyle sanığın cezasının düşürüldüğü belirtilerek, kararın bu noktalarının hatalı olduğu ve bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri olarak ise, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 317, 321 ve 326. maddeleri, 6545 sayılı Kanun, 6763 sayılı Kanun ve 5237 sayılı TCK'nın 103/1-c.1. ve 103/6. maddeleri kararda yer alır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs (mağdure ...'ye karşı)
HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Mağdure vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurenin velayet hakkına sahip anne ve babası olan müştekiler ... ile ...'ın, duruşma ifadelerinde şikayetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosyada mevcut İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu raporuna göre söz konusu istismardan dolayı mağdurenin ruh sağlığının bozulması nedeniyle mevcut haliyle eylemin 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki 5237 sayılı TCK'nın 103/1-c.1. maddesinde düzenlenip 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek buna göre lehe kanun değerlendirmesi yapılması gerekirken yazılı şekilde 6545 sayılı Kanunla mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde artırım yapılmasına dair maddenin kanundan çıkarılması sebebiyle sanık hakkında anılan değişiklikten önceki TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanmayıp, buna göre lehe Kanunun 6545 ve 6763 sayılı Kanun değişikliklerinden önceki TCK'nın 103/1. maddesi olduğunun kabulüyle 3 yıl hapis cezası belirlenmesi suretiyle lehe kanun değerlendirmesinin hatalı yapılması,
Kabule göre de;
Dosya kapsamına göre mağdureye karşı değişik tarihlerde birden fazla çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği anlaşılan sanık hakkında müsnet suçtan belirlenen temel cezanın koşulları oluştuğu halde zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi ile artırılmaması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun
8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 25.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.