3. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2036 Karar No: 2018/6529 Karar Tarihi: 07.06.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/2036 Esas 2018/6529 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2018/2036 E. , 2018/6529 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 02/05/2012 tarihinde açtığı dava ile , davalının kullanımında olan taşınmazı Ilgın Noterliği"nin 15/11/2011 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile kiraladığını, taşınmazın kiracısı olan davalının tarafına aylık 115,00 TL kira bedeli ödediğini ancak bu bedelin taşınmazın nitelikleri itibariyle çevredeki emsal kira sözleşmelerine ve rayiçlere nazaran az olduğunu belirterek 115,00 TL olan kira bedelinin dava tarihinden itibaren 885,00 TL artırılarak 1.000,00 TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının işbu davayı açma hak ve yetkisine sahip olmadığını zira kiracı olarak bulunduğu taşınmazın tapu malikinin Yapı Kredi Finansal Kiralama Anonim Ortaklığı olduğunu davanın esasına girilmeksizin sıfat yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini aksi kanaatte olunması halinde ise eski malik ile aralarında sözlü kira ilişkisi gereğince taşınmazda 10 yılı aşkın süredir kiracı olarak bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kira bedelinin 01/09/2012 tarihinden itibaren 385,00 TL arttırılarak aylık 500,00 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmazın, dava dışı Yapı Kredi Finansal Kiralama Anonim Ortaklığı adına kayıtlı olduğu, davacının taşınmazı finansal kiralama sözleşmesi ile kiraladığı anlaşılmıştır. Finansal kiralama sözleşmesi, finansal kiracıya mülkiyet hakkından kaynaklanan haklar vermemektedir. Mülkiyet hakkı finansal kira sözleşmesinin kiraya verenine aittir. Bu durumda davacı taşınmazın kiralayanı ya da maliki durumunda bulunmadığından bu davayı açma hakkı bulunmamaktadır. Dava hakkına ilişkin olan bu husus kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Mahkemece davacının dava hakkı bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.